Alışmalı mıyız?
ALIŞKANLIKLAR siz farkında olmadan esir alır. Genelde zararlıdırlar. Kişiliğinizde zaaflar oluşturur ya da var olan zaafları kullanarak yerleşirler. Yapmam dediğiniz şeyleri yapar, nefret ederim dediğiniz şeyleri...
ALIŞKANLIKLAR siz farkında olmadan esir alır.
Genelde zararlıdırlar.
Kişiliğinizde zaaflar oluşturur ya da var olan zaafları kullanarak yerleşirler.
Yapmam dediğiniz şeyleri yapar, nefret ederim dediğiniz şeyleri bırakamaz hale gelirsiniz. Normalde tepkiyle karşılayacağınız şeyleri ise normalleştirir, içselleştirirsiniz.
Biz de millet olarak hızla “alışıyoruz”, daha da beteri “alışkanlaşıyoruz”.
Son zamanlarda alışmaktan en nefret ettiğim şey, “özgürlüğün ve bilginin serbest dolaşımının” en etkili mecrası olan internet yasaklarına alışıyor olmak.
Önce internet üzerinde “pornografiye” ulaşmamız engellendi.
Kimse çıkıp “Böyle yasak olur mu?” diyemedi.
Aile değerleri, çoluk çocuk falan deyip sustuk.
Sonra yasaklar “erotizm”e uzandı.
Yine benzer nedenlerle karşı çıkamadı hiç kimse. “Yahu burası Suudi Arabistan mı? Çok karşı olan kendi filtresini koysun” diyemedik.
Var olup olmadığını dahi araştırıp soruşturamadığımız birtakım mahkeme kararlarını görür olduk, kimi sitelere girmek istediğimiz zaman.
Özgürlüğümüz, bir hâkimin kafasına göre verdiği bir karara, bir aymazın yaptığı bir başvuruya bağlı kaldı.
Sonra bir ara Youtube yasaklandı.
Önce biraz bağırdık çağırdık.
Tam alışıyorduk ki, yasak kalktı.
Sonra kamu otoritesi kafasına estikçe yasak koydu kaldırdı.
Sesimizi soluğumuzu kestik.
Bir ara Facebook yasaklandı.
Onu da önce umursar gibi yaptık, sonra sustuk.