Sinop’ta doğan Ahmet Gürsoy, ortaokul ve liseyi Ankara’da
bitirdikten sonra 1946 yılında İ.T.Ü. İnşaat Mühendisliği
Fakültesi’ne başlamıştır.
Karl Terzaghi’nin 1915-1925 yılları arasında İTÜ’de kurduğu zemin
mekaniği bölümü laboratuvarının 4. jenerasyon öğrencisidir.
1950 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu ile karşılaşması, Gürsoy’un New
York’a gitmeye karar vermesine neden oldu. Bundan sonra sanat ve
mühendislik Ahmet Gürsoy’un hayatında iç içe oldu.
1956 Ağustos’unda New York’a ressam olmak üzere geldiğinde ilk iş
olarak Art Students League’e kaydoldu. Art Students League’in
özelliği kişilerin kabiliyetleri ve istekleri doğrultusunda eğitim
vermesi ve herhangi bir sınırlama ve dayatma olmaksızın sanatçı
yetiştirmesiydi.
27 yaşında Amerika’nın en köklü şirketlerinden
Parsons-Brinckerhoff’ta çalışmaya başladı. Burada çalıştığı 45 sene
içerisinde tünel inşaatından atom artıklarının zararsız hale
getirilmesine kadar bir çok projede yer aldı. Nobel Ödüllü
fizikçilerle çalıştı.
80’ler ve 90’lar boyunca küreselleşme nedeniyle Venezuella,
Danimarka, Norveç, İsveç, İtalya ve İspanya’da çalıştı.
Gürsoy’un Türkiye ile olan yakın bağları sadece tarihi ve politik
yönlerle sınırlı kalmamış, halen devam etmekte olan İstanbul
Metrosu inşaatı ve Boğaz’dan geçecek tüp tünel projelerinin
1985-1988 arası Parsons-Brinckerhoff tarafından tamamlanmasında
katkıları bulunmuştur.
Ayrıca Ahmet Gürsoy, 2000 yılında, Bülent Arel ve İlhan
Mimaroğlu’nun tüm bestelerinin bulunduğu koleksiyonun İstanbul’a
getirilmesini sağladı.