ANTALYA'da, ilkokul öğretmeni Ahmet Kahraman'ı (62) boğarak
öldürmekten yargılanan tutuklu 2 sanık, cinayetin ardından kanlı
kıyafetlerle bara gidip, sabaha kadar alkol aldıklarını
söyledi.
Emel- Sevgi Taner İlkokulu'nda görev yapan sınıf öğretmeni Ahmet
Kahraman, 11 Mayıs akşamı eve gitmeyince yakınları polise başvurdu.
Ekipler, Kahraman'ın bulunması için çalışma başlattı. Çalışmalar
sürerken, 12 Mayıs günü saat 06.00 sıralarında, Konyaaltı sahilinde
falezlerin yanında ceset bulunduğu ihbarı geldi. Bölgeye giden
ekiplerin yaptığı araştırmada, cesedin Ahmet Kahraman'a ait olduğu
tespit edildi.
İlk incelemede, kalp krizi geçirip, falezlerden düştüğü
değerlendirilen Ahmet Kahraman'ın otopsisinde boğularak,
öldürüldüğü saptandı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube
Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Kahraman'a ait çantayı
Altındağ Mahallesi 162 Sokak'taki çöp konteynerinde buldu.
Çevredeki güvenlik kameralarının kayıtlarını inceleyen ekipler,
çantanın bulunduğu konteynere 50 metre uzaklıktaki 2
kişinin cep telefonu kılıfını yere attığını saptadı. Eşkali
belirlenen şüphelilerden Musa G.'yi (36) kaldığı pansiyonda
gözaltına alan ekipler, diğer şüpheli Caner D.'yi (36) ise eğlence
mekanı girişinde yakaladı. Cinayetle ilgili birbirini suçlayan
şüphelilerin, çantadan çıkan 605 lirayı bölüşerek, eğlence
mekanında harcadıkları belirlendi. Cep telefonunu ise şüphelilerden
Musa G.'nin aldığı tespit edildi.
'PARAYI PAYLAŞMADIK'
Tutuklanan 2 sanık, 'nitelikli adam öldürme' ve 'yağma' suçlarından
ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. Antalya 1'inci Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve taraf
avukatları katıldı. Polisteki ifadelerini mahkemede tekrarlayan ve
birbirini suçlamayı sürdüren sanıklar, Yavuz Özcan Parkı'nda
dolaşan Kahraman'la sohbet ettiklerini, sonrasında birlikte
Konyaaltı Caddesi üzerinden varyanttaki falezlerde yürüyüp,
Konyaaltı sahiline gittiklerini aktardı.
Musa G., savunmasında, cinayeti Caner D.'nin işlediğini belirterek,
"Ben falezlerin üzerindeydim. Caner D., daha sonra eli kanlı olarak
yukarı çıktı. Cinayeti nasıl işlediğini görmedim. Caner'in
geylerle ilişkisi vardır. Maktulle de ilişkiye girmek istemiş ve
anlaşamamış olabilir. Olay bundan dolayı olmuştur" dedi.
Mahkeme heyeti, kamera kayıtlarında parayı Caner D. ile
paylaştığının görüldüğünü sorması üzerine Musa G., "Parayı
paylaşmadık. Caner'in bana borcu vardı. Onu verdi. Caner hem
beni hem kendini yaktı. Ayrıca maktulün telefonunu 'Al sana
hediye' diyerek bana verdi" diye konuştu.
Mahkeme başkanının 'Cinayet sonucu alınan maktulün telefonunu neden
kabul ettin?' diye sorması üzerine Musa G., alkolün etkisinde
olduğunu, bu yüzden telefonu aldığını söyledi.
Musa G.'nin avukatı ise Adli Tıp raporunda, Kahraman'ın cinsel
uyarıcı hap aldığına dair test sonucu olduğunu belirterek, "Kamera
kayıtlarında maktulün, sanıkların yanına gittiği görülüyor. Cinsel
ilişkiye girmek için yanlarına gitmiş olabilir" dedi.
'KANLI KIYAFETLERLE İÇMEYE GİTTİK'
Caner D. ise Musa G.'nin yalan söylediğini belirterek, "Benim
başkaları ile eş cinsel ilişkilerim yoktur. Maktul olay yerinden
ayrılmak istediği zaman Musa G., onun boğazını koluyla sıktı.
Bağırmasın, diye de ağzını kapattı. Zaten çok kısa sürdü. Sonra da
mağarada bulunan battaniyeyi alarak, üstünü örttü. Cebinden de
paraları ve telefonu aldı. Sonrasında üzerimizdeki kanlı
kıyafetlerle içmeye gittik. Sabaha kadar alkol aldık. Musa'dan
korktuğum için polise gidemedim. Ertesi gün akşam da parkta
yakalandım" diye konuştu.
Duruşma, eksiklerin tamamlanması için ertelendi.