10. Kocaeli Kitap Fuarı’na konuk olan Bilim Sanayi ve Teknoloji Eski Bakanı Nihat Ergün, "İslam coğrafyası insan haklarının eksik olduğu, gelir düzeyinin ve teknolojinin kısıtlı olduğu bir kısır döngü içerisinde" dedi.
Kılavuz Gençlik Sahnesi’nde "İktisadi ve Siyasi Düşüncede Akıl" konulu söyleşisi ile Bilim Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı siyasetçi ve yazar Nihat Ergün kitapseverlerle buluştu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne böyle güzel bir projeye imza attıkları için teşekkür ettiğini ifade eden Ergün, Türkiye’nin genelinde birçok kitap fuarı var ancak Kocaeli Kitap Fuarı kadar nitelikli başka bir fuar yok, devamlı olması da ayrıca değerli” dedi.
Hz. Peygamberin tüm yönleri ile insanlığa izlere örnek olduğunu kaydeden Ergün, "Bu doğrultuda toplumsal sorunlar karşısında ilgisiz kalamayız. Bizim Müslüman olarak duyarsız kalmamız mümkün değildir. Öyleyse Kur’an ve Hz. Peygamber ile ilişkimizi yeniden kurmamız lazım. Hz. Peygamber sömürü, köleleştirme ve fakirlik sisteminin nedenleri üzerine kafa yoran bir kişi olarak karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.
2015 yılında vekillik sürecini tamamladıktan sonra, 35 yılının siyasetin içinde geçtiğini kaydeden Ergün, "Bu süreçte birçok ülke gördüm, zengin ve fakir ülkeler de vardı. Tüm bu izlenimlerimi kitabımda yazdım. Müslüman toplumların büyük bölümünün siyasi ve iktisadi açıdan büyük sorunlar yaşadığını gördüm ve tüm bu sorunların bizim inancımızdan kaynaklandığı algısı olması beni araştırma yapma ihtiyacı duymama neden oldu. ’İktisadi ve Siyasi Düşüncede Akıl’ kitabımda bu konuya odaklandım. İslam coğrafyası insan haklarının eksik olduğu, gelir düzeyinin ve teknolojinin kısıtlı olduğu bir kısır döngü içerisinde. Bizim inancımız ve buna dayalı kültürümüz bizi aslında bu sorunları yaşıyor olmaktan çok bu sorunları aşmış ve insanlara örnek olma noktasına getirmiş olmalıydı. Tüm bunlar ışığında bizim zengin müreffeh, insan haklarının teminat altında özgür bir toplum olmaya motive etmeliydi” şeklinde konuştu.
Yeterince tefekkür edilmediğine de değinen Ergün, "Belki de tefekkür etmek amellerin en büyüğüdür. Kuran’da en çok tefekkür etmemiz söylenir. Birçok insan üzerinde Hz. Peygamberin şemaili görüntüsü önemseniyor ama bizim için önemli olan ahlakıdır, Hz. Muhammed’in peygamber olmasının nedeni çok yakışıklı olması değildi, Kuran’da Allah diyor ki: ’Muhammed’i peygamber olarak seçtik çünkü o çok yüksek bir ahlaka sahiptir.’ Eğer bir örnek söz konusu olacaksa yüksek ahlak meselesini çok önemsememiz gerekir. Vatandaşlık esasına dayalı anayasal devlet modeli yokken, Hz. Peygamberimiz Medine sözleşmesini yapmıştır, Medine Sözleşmesi, Dünyada ilk yazılı anayasa metnidir. Tüm toplumsal grupların altına imza attıkları ortak metindir. Oysa bugün İslam dünyası birçok yerde bugün anayasal devlet modelini hayata geçirebilmiş değildir" ifadelerini kullandı.
Söyleşisi sırasında faiz konularına değinen Ergün, “Bugünkü faiz dediğimiz uygulama Kuran’da kötülenirken sadece kötülemek için tanımlanmıyor, bunun ortadan kalkması için sistem de getiriyor. Bu yaklaşım Bakara Suresinin son ayetlerinde bizim için anlatılmıştır. Bütün borç alacak ilişkilerimizin ticari faaliyetlerimizin en küçük alışverişimizin bile kayıt altında olması gerektiği yazar. Müslüman toplumlarda kayıt dışı ekonomi olamaz. Faiz problemi, faizin haram olduğuna inanmakla ortadan kaldırılamaz" açıklamasında bulundu.
Ergün, "Kuran’ın ilk emri okudur. Bu okunun manası sadece kitabı okumak değildir. Hayatı okumaktır. Bu okumayı doğru yapanlar kazanır" diyerek söyleşini tamamladı.