Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmesinin ardından yaptığı basın toplantısında, Kıbrıs konusunda eski müzakere sürecinin kapandığını, sonuç odaklı, takvimli ve stratejik bir paket anlaşmayı hedeflemek gerektiğini söyledi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapılan görüşmeden olumlu izlenimler ile ayrıldıklarını belirten Akıncı, "Geldiğimiz aşamada bundan sonrası için nasıl bir yol izlenmeli konusunda geçen yıl genel sekretere söylediğimizi yeniden altını çizerek bu toplantımızda vurguladık. Nedir bu? Bir kere eski müzakere süreci kapanmıştır artık. Aynı şeyleri tekrarlayarak farklı yerlere varmak mümkün değil. Dolayısıyla ucu açık müzakerede ısrar eden Rum tarafının aslında çözümsüzlükte ısrar ettiği çok net ortada. Sonuç odaklı, takvimli ve stratejik bir anlaşmayı hedeflemek gerekiyor. Sonuç odaklı olmayacak, takvimsiz, ucu açık süreçlerin bir yere varamayacağı görüldü, anlaşıldı. Dolayısıyla bu yanlışta ısrar etmemek gerekiyor. Sayın Genel Sekreter de, bugüne kadar Kıbrıs müzakerelerinde izlediğimiz siyasetlerin yapıcı, çözüm konusunda irade sergileyen davranışlar olduğunun farkında" dedi.
Kıbrıs Türk tarafının tüm süreçlerde çözümü sağlayacak adımları cesaretle attığını ancak bunların karşılıksız kaldığını belirten Akıncı, Crans-Montana sürecinin de sonuçsuz kalmasının ardından girilen uzun süreli durgunluğu aşmak için yapılan girişimlerin de olumsuz sonuçlandığını belirtti. Akıncı, "Sayın Rum lidere 30 Haziran tarihli Genel Sekreter çerçevesini olduğu gibi çarpıtmadan sulandırmadan kabul edip etmediğini sorguladım. Ne yazık ki o çağrımıza olumlu bir yanıt almadık. Bugün bile o 30 Haziran belgesinin sulandırıldığını ve çarpıtıldığını bir kez daha gördük. Bugün de Sayın Rum liderin yaptığı açıklamalar bize bir kez daha bunu teyit etti" diye konuştu.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon arama çalışmalarının Kıbrıs sorunundan bağımsız düşünülemeyeceğini de vurgulayan Akıncı, Kıbrıs Türk halkının da o doğalgazda hakları olduğunu söyledi. Akıncı, "Deniz altındaki olası zenginlik sadece bir topluma ait değildir. Kıbrıs Türklerine de aittir ve orada yaratılacak olan iş birliği potansiyeli Türkiye'yi de içerecek bir şekilde ele alındığı takdirde çok olumlu bir noktaya doğru evirilebilir. Yani çatışma kültürü yerine iş birliği anlayışı geliştirilirse, enerji denkleminden Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı dışlanmadan formüller üretilirse bu Kıbrıs sorununun elbette çözümüne de katkı yapabilir" dedi.