ABD ile Çin arasında bugün resmen başladığı duyurulan ticaret savaşlarının küresel ekonomiye ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından olumlu yansımaları olabileceği belirtiliyor. Prof. Dr. Sedat Aybar “Bu ticaret savaşında ABD ve Çin’in karşılıklı yaptıkları ithalat başka ülkelere kayacak demektir. Bu olay ticaretin yönünü değiştirici bir etkiye sahiptir. Türkiye bu yön değişmesinden olumlu olarak etkilenebilir ve pay alabilir" dedi.
ABD yönetimi, Çin'den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki 800'den fazla ürüne yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulamaya resmen başladı. Çin ise ABD'nin dünya tarihindeki en büyük ticaret savaşını başlattığı yorumunda bulunmuştu. Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, bunun uzun zamandır süregelen karşılıklı çekişmeyi yeni bir boyuta taşımakta olduğunu ve farklı merhaleleri olan, bu yüzden beklenen bir gelişme olduğunu söyledi. Çin’in başlatılan ticaret savaşına karşılık vermesini değerlendiren Aybar, “Bu savaşta Türkiye olumlu yansımalar görebilir. Şu an ticaretin yönü değişiyor” dedi.
"Ticaret savaşı olarak adlandırılan durumda 34 milyar dolarla başlayan rakamın, 50 milyar dolara ve daha sonra da 200 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor" diyen İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, “Bu rakamların artması, gümrük duvarının uygulanacağı miktarın 200 milyar dolara ulaşacak olması, Çin’de bunun hangi niyetlerle yapıldığı konusunda bazı kuşkuları da harekete geçirdi” diye konuştu.
“TİCARETİN YÖNÜNÜN DEĞİŞMESİ TÜRKİYE’NİN PAY ALACAĞI ANLAMINA GELEBİLİR”
Çin’in sadece küresel üretici ve ihracatçı değil aynı zamanda ciddi bir tüketici de olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aybar, ABD ile Çin’in arasında olan ticaret savaşının Türkiye açısından olumlu olabileceği değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Aybar, “Bu ticaret savaşında ABD’nin yaptığı ithalat başka ülkelere kayacak demektir. Bu olay ticaretin yönünü değiştirici bir etkiye sahiptir. Türkiye, bu yön değişmesinden olumlu olarak etkilenebilir ve pay alabilir. Dış ticaret Türkiye Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içinde arzulanan yükseklikte bir paya henüz sahip değil. Ayrıca, Türkiye’nin ABD ile yaptığı ticaret çok büyük bir ticaret değil. Bu yüzden ABD’nin korumacılığı Türkiye’yi çok fazla etkilemez ancak Türkiye, Çin, Rusya ve diğer ülkelerle olan ikili ticaret ilişkilerini bu ticaret savaşı perspektifinde daha da yükseltebilir. ABD ile arasındaki ticaretin kısıtlanması sonucu Avrupa Birliği pazarını hedefleyecek olan Çin’e karşı başta Almanya olmak üzere AB’nin de yaptırımlar uygulamaya başlayacağı beklentisi, gözleri Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere çeviriyor. AB ile gümrük birliği olan Türkiye’nin Çin nezdinde üretim ve tüketim zincirleri üzerindeki önemi daha da artıyor. Bugün, Çin ve Türkiye arasındaki ticaret Türkiye aleyhine açık veriyor. Bizim ticaretimiz 27 milyar dolar civarında ve biz bunun 24 milyarını Çin’den ithal ediyoruz. Çin’e 3 milyar dolarlık mal satıyoruz ancak bu durumda daha fazla mal satabiliriz. ABD’nin yaptığı ithalat da Rusya, Güneydoğu Asya ve Afrika’ya da kayabilir” diye konuştu.
Türkiye’nin coğrafi konumu açısından da çok önemli yere sahip olduğunu vurgulayan Aybar, “Türkiye’den yapılan ithalata olan talebin artması gibi bir durum söz konusu olabilir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu uluslararası ticaret düzenlemeleri farklı bir yere taşınıyor. Türkiye bu açıdan da olumlu şekilde etkilenecektir”dedi.
“SOYA FASÜLYESİ İHRACATIN YÜZDE 15’İNİ KARŞILIYOR”
Dünyanın iki büyük ekonomik aktörü arasında bugün itibariyle resmen başlayan ticaret savaşını değerlendiren Aybar şöyle konuştu:
“Ticaret savaşında tetiğe ilk basanın kendisi olmayacağını açıklayan Çin’in, gümrük vergisi uygulamasını yürürlüğe koyan ABD’ye karşı benzeri yaptırımları uygulamaya koyacağını açıklaması bu gerilimi bir adım ileriye taşıdı. Çin’in yaptırımlarına baktığımızda, Başkan Donald Trump’ın özellikle ABD’deki tarım kesiminden aldığı desteği azaltmayı amaçladığı söylenebilir. Örneğin, ABD Çin’e soya fasülyesi ihraç ediyor ve bunun senelik değeri 21 milyar dolar civarında. Bu miktar soya fasülyesini ABD’nin Çin’le olan ihracatının yüzde 15’ine karşılık geliyor. Demek ki Çin’in uygulamaya koyduğu vergiden soya fasülyesi üreticileri ciddi şekilde etklenecekler. Yaşanan bu durumdan sonra soya üreticilerinin geçmişte olduğu gibi Trump’ı destekleyip desteklemeyeceği çok önemli bir soru işareti. Desteklerini çekme ihtimalleri çok yüksek. Bu ticaret savaşının Çin perspektifinden beklentileri bu tür sonuçlar. Türkiye gibi ülkeler için ise bu sonuç yönünü değiştiren ticaretten almaya çalışılan payın artması çabası ve buna yönelik üretim etkinliği arayışları olacaktır.”
“BUGÜNE KADAR BİLİNEN DÜNYA’NIN VE EZBERLENMİŞ FİKİRLERİN SONUNA GELİNDİ”
ABD’nin başlattığı ticaret savaşı sonucu, serbest ticaretin ülkelere karşılıklı fayda sağladığı gibi artık dogmalaşmış iktisadi yaklaşımların sorgulanmasını, bunun sonucunda ise alternatif model arayışlarının başlayacağını söyleyen Prof. Dr. Sedat Aybar, Türkiye’nin de bundan etkileneceğini ve kendi uyguladığı modeli gözden geçirerek güncellemesinin kaçınılmazlaşacağını vurguladı. Aybar “Küresel ticaret düzenlemeleri ciddi revizyondan geçiyor, elli senelik kurumsal düzenlemeler ve dünya ticaretini düzenleyen kurallar değişiyor, sorgulanıyor. İkili ilişkiler daha ön plana çıkıyor. Türkiye’nin küresel üretim ve tüketim zincirlerine eklemlenmesinin olumlu karakteri gereği bu duruma uygun ve daha fazla getiri sağlayacak şekilde duruşunu gözden geçirmek durumundadır. Siyasi ve ekonomik konjonktür Türkiye’den yana esiyor” dedi.
(FOTOĞRAF)