GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, "Gündem çok yoğun
ve gündemin ana maddesi siyaset, erken seçimler. Ancak, hükümet
olarak bizler, özellikle yakaladığımız istikrarın bozulmaması adına
makro ekonomik dengelerin bozulmaması adına ne seçim ekonomisi
uyguluyoruz uygulayacağız, ne de popülist anlamda bir siyaset
yapmayacağız" dedi.
Bakan Tüfenkci, İstanbul'da TÜSİAD ve Rekabet Kurumu
işbirliğiyle hayata geçirilen "Yeni Ekonominin Rekabet Dinamikleri"
serisi kapsamında serinin "Büyük Veri, Online Platformlar ve
Rekabet Hukuku" temalı ilk seminerine katıldı. Burada konuşan Bakan
Tüfenkci, gündemin yoğunluğuna dikkat çekti, siyaset ve erken
seçimlerin de gündemin ana maddesi olduğunu
söyledi.
İŞ DÜNYASINA SEÇİM MESAJI
Tüfenkci, "Ancak, hükümet olarak bizler, özellikle yakaladığımız
istikrarın bozulmaması adına makro ekonomik dengelerin bozulmaması
adına ne seçim ekonomisi uyguluyoruz uygulayacağız, ne de popülist
anlamda bir siyaset yapmayacağız. Dolayısıyla gündemin, özellikle
iş dünyamızın yeni yatırımları, rekabetin korunması, yeni ve
sağlıklı yatırımlara imkan tanımak ve bu anlamıyla yeni fırsatları
kaçırmama adına özellikle seçimin erkene alınması ve sürenin de bu
anlamıyla kısa olması esasın da iş dünyasının arzuladığı ve
önemsediği bir konudur diye düşünüyorum" dedi.
"E-TİCARETE DOĞRU KAYAN GENÇ BİR NÜFUS VAR"
Türkiye'de yaklaşık 50 milyon internet kullanıcısı olduğunu
söyleyen Tüfenkci, " E- ticaret potansiyelinin ne kadar yüksek
olduğunu görebiliyoruz. Toplam nüfus açısından 2016 yılında
her 5 kişiden biri e- alışveriş yaparken 2017 yılında bu oran her 4
kişiden birine düştü. Dolayısıyla hızla e-ticarete doğru kayan genç
bir nüfus var. Perakende e-ticaretin ülkemizde 2013-2016 yılları
arasında ortalama yüzde 34 büyüdüğünü görüyoruz. 2023 için ise
e-ticarette beklenen nokta 350 milyar TL'lik işlem hacmine
ulaşmaktır" dedi.
Dijitalleşmenin önemine değinen Tüfenkci, "Burada bizlerin bu
verileri koruma adına neler yapabiliriz, bu platformları rekabete
açık nasıl tutabiliriz ve adil bir şekilde bu yarışa şirketlerimizi
veya iş adamlarımızı ve iş kadınlarımızı nasıl bu platformlarda ve
bu ortamda adil rekabet içerisinde iş yapmalarını sağlarız, önemli
konularımızdan birisi" ifadelerini kullandı.
KİŞİSEL VERİLERİN KULLANILMASI
Sosyal platformların ücretsiz gibi görünen hizmetlerinin esasında
kişiye bir maliyeti olduğunu aktaran Bakan Tüfenkci, "Bugün büyük
şirketlerin tamamı bu verilerden faydalanarak müşteri
potansiyellerini belirlemekte, hedef kitlelerini belirlemekte, ürün
gruplarını belirlemekte. Siz gönüllü olarak bu verilerinizi
paylaşmış oluyorsunuz. 2016 yılında çıkardığımız 'Kişisel Verilerin
Korunması' yasası bu anlamıyla gerçekten çok önemli. Bu verilerin
kötüye kullanılması, bu verilerin haksız rekabete yol açması, bu
verilerin kişilerin rızası hilafına kullanılması sorun alanlarında
birisi olarak görünüyor" dedi.
Tüfenkci, Rekabet Kurumu yasasının yeniden gözden geçilerek bu
alanlarda da daha rahat çalışabileceği mevzuatsal alt yapının
oluşturulması gerektiğinin de altını çizdi.
TÜSİAD BAŞKANI ŞİRKETLERİN VERİ KULLANIMINI
DEĞERLENDİRDİ
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ise dijital dönüşümün önemine değindi.
Bilecik, "Mevcut ekonomi rakamlara baktığımız zaman olumlu ve
olumsuz yönleriyle artık yeni bir ekonomik öyküye ihtiyaç var
diyoruz. TÜSİAD olarak biz de Türkiye'nin yeni ekonomik kalkınma
öyküsünün de sanayide dijital dönüşüm üzerinden yazılacağına
inanıyoruz. Sürdürülebilir rekabetin en önemli yapıtaşı nedir diye
sorduğunuz zaman, hepimizin tahmin ediyorum ortak olarak
yanıtlayabileceğimiz kelimesi belli ; veridir. 'Big data' veya
'data' dediğimiz bunun toplamından oluşan 'big data' veya 'büyük
veri' bu en önemli yapıtaşının tanımıdır. Bugün veriyi doğru
değerlendiren, analiz eden şirketler müşterilerinin ihtiyaçlarına
ilişkin bilgileri daha net işleyebiliyorlar. Ürün hizmetlerinin
kalitesini geliştirebiliyor, maliyetlerini de düşürebiliyorlar "
diye konuştu.
FİZİKSEL SERMAYE, BEŞERİ SERMAYE VE MAKROEKONOMİK İSTİKRAR
Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, güçlü ve sürdürülebilir
büyümenin koşullarını aktardı. Torlak, "Kısaca aslında şu üç
faktörden söz etmek uygun olacaktır: Birincisi; fiziksel
sermaye. Ülkemizin çok ön planda olduğu ikinci faktör olan beşeri
sermayemiz ve makroekonomik istikrar. Bu faktörlerin iyi işlemesi,
üretime ve dolayısıyla ticarete dönüşmesi için gerekli yatırım
ortamı da ancak rekabetin varlığıyla mümkün" dedi.