Başbakan Binali Yıldırım enflasyonda olmazsa olmazı açıkladı

Başbakan Binali Yıldırım DEİK'in yeni yönetimi ile bir araya geldi. DEİK'in rahmetli Turgut Özal'ın insiyatifiyle kurulduğunu anlatan Yıldırım, Türkiye'nin cari açık ve bütçe açığından kurtulabilmesi için ihracata mecbur olduğunu belirtirken otomotiv sanayine ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Başbakan Binali Yıldırım, “El birliğiyle enflasyonu, faizi sürdürülebilir bir düzeye, tek haneli ve tercihen yüzde 7’lerin altına çekmek mecburiyetindeyiz. Bunu Türkiye başarır. Bu konuya biraz daha zaman harcayacağız” dedi.
Başbakan Yıldırım, DEİK Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Kabul sonrası açıklamada bulunan Yıldırım, “DEİK 1986 yılından beri Türkiye’de Türk ekonomisine hizmet ediyor. Rahmetli Turgut Özal’ın inisiyatifiyle kurulan bir yapı. Bu vesileyle Turgut Özal’a Allah’tan rahmet diliyorum. DEİK yeni yönetimiyle bütün coğrafyalarda hizmet vermeye devam ediyor. İhracat ülkemizin geleceği için refahı için olmazsa olmaz. Biz ancak daha fazla satarak, üreterek artı değer oluşturabiliriz. Aksi halde bir yandan cari açık, bir yandan bütçe açığıyla sorunlarımızı kalıcı olarak çözmemiz çok kolay değil. O bakımdan bir yandan ihracatı arttıracak her türlü mekanizmayı kullanırken bir yandan da dünyanın içinde bulunduğu değişimi okuyabilmemiz lazım” diye konuştu.
Yıldırım, DEİK Yönetim Kurulu üyeleriyle gerçekleştirilen toplantıya ilişkin şu detayları paylaştı:
“Toplantıda çok güzel fikirler dile getirildi. Otomotiv sektöründeki değişim bugüne kadar birikimlerimizi atıl duruma getirebilir. O yüzden bu değişimi okuma ve bu değişimi gerçekleştirmeliyiz. Otomotiv bizim bir numaralı ihracat kalemimiz olduğuna göre dünyanın gittiği yönün tersine veya dünyanın gündeminden ayrı kalamayız. Bunun için de daha fazla akıl terine ihtiyaç var. Daha fazla yazılım, elektronik, insan kaynağına ihtiyaç var. İnsan kaynağımız fazlasıyla var. Gelişmiş ülkelerin kıt olan kaynağı bizim ülkemizde var. Genç nüfusumuz var. Önemli olan bu kaynağı ülkemizin gelecek istikbali için, kalkınması için, büyümesi için en iyi şekilde idare etmemiz önemli. Sanayi 4.0 sıfır, yapay zeka, siber güvenlik bütün bunlar geleceğin hayatımızda yer alacak en önemli alanları. Bunlar belki bizim kuşaktaki insanlar için çok anlam ifade etmeyebilir ama genç kuşaklar için gelecek demek. Bugün sürücüsüz araçtan bahsediyoruz. Mekanik yapılardan ziyade, elektronik ve yazılım ağırlıklı ürünlerden bahsediyoruz. Akıl terinin hakim olacağı bir dünyadan bahsediyoruz. Daha çok mesai harcamamız lazım. E-ticaret, e-ihracat, e-devlet. Her şey elektronik ortamda yapılır hale geldi.”
Türkiye’de 15 yıldır devam eden güven ve istikrarın Türkiye’yi bugünlere taşıdığını kaydeden Yıldırım, “Bugün 2 saati aşkın yaptığımız bu toplantıda gelecek iş planlarınız ve geleceğin Türkiye’si için önerilerinizi bizlerle paylaştınız. Burada üretimde, yatırımda, istihdamda sürdürülebilirliğin sağlanmasının mutlaka düşük faiz, düşük enflasyon ile mümkün olacağının bir kez daha altı çizildi. Bunun yanı sıra, millileştirme ve yerlileştirme. Bu ülke topraklarında bu ülkenin hukukuna, kanununa bağlı bütün şirketler yerli ve millidir. Türkiye’de faaliyet gösteriyor, burada istihdam oluşturuyor, yatırım yapıyorsa o şirket öz Türk şirketidir. Bu konudaki yanlış değerlendirmeleri asla kabul etmiyoruz. Hükümet olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 15 yıldır ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı için sektörün bizden beklediği düzenlemeleri yapmaya çalışıyoruz. Yatırımcının önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyoruz ama bu dinamik bir süreç. 15 yıl önce konuştuğumuz şeylerin birçoğu şu anda geçersiz. Orada sanayi 4.0, elektrikli araçlar, sürücüsüz araçlar konuşulmuyordu, e-ticaret yoktu, yazılım bir ihracat kalemi olarak görülmüyordu. Az önce bir yazılım firmasıyla, yüz yıllık bir otomotiv firmasının satış rakamları söylendi. Arada 5 kat fark var. Dönüyor dolaşıyor her şey akılla, emekle, sabırla elde ediliyor. Ülkemizin bu anlamda potansiyeli yüksek. Bizim mutlak üstünlüğümüz olmayabilir. Şu an için yok. Doğalgaz, petrol olduğunu düşünüyorum ama gün ışığına çıkartamadık ama bizim insan kaynağımız var. Bu üstünlüğü en iyi şekilde değerlendireceğiz ve ülkemizi 2023 hedeflerine emin adımlarla taşıyacağız. Milletimiz biliyor, bizim gibi etrafı ateş çemberi olan, 7 yıldır Suriye’de Irak’ta yönetim yok, otorite boşluğu var, 3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Böyle bir ülkenin bu şartlar altında bırakın yıllık yüzde 7’nin üzerinde büyümesini, ayakta kalması bile başka ülkeler bakımından büyük başarı. Türkiye hem hedeflerine emin adımlarla yürüyor hem de geleceğini inşa ediyor. Bir yandan da bölgenin istikrarı için aktif görev üstleniyor. Aynı anda 4 terör örgütüyle mücadele eden başka ülke yok. 15 Temmuz gibi bir olayı dünyada başka ülke yaşasaydı darmadağın olurdu. Bu da bizim milletimizin istiklaline, demokrasisine aşık bir millet olduğunun en açık kanıtıdır” açıklamasını yaptı.

Yüksek enflasyon ve faiz için seferberlik çağrısı
Toplantıda dile getirilen konuların ayrıntılarıyla Bakanlar Kurulunda gündeme getirileceğinin altını çizen Yıldırım, yüksek faiz ve enflasyon için seferberlik çağrısında bulundu. Yıldırım, “Üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz ama sizin de üzerinize düşen görevleriniz var. Büyük Türkiye hayaliyle daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz, daha fazla istihdam sağlayacağız. Bunu pekala yapabilirsiniz. Bunu yapacak gücünüz ve birikiminiz var. Daha fazla satın alma değil, daha fazla satmak için kafa yoracaksınız. Aradaki makası kapatmamızın tek yolu daha fazla üretmek. İthalatı da yerli ham maddeyle ikame etme yolunu biraz daha arttırmak. Bugün seçtiğimiz 5 stratejik alan var. Bu alan içerisinde özel teşvik tedbirleri uyguluyoruz. Bunlar yüksek ve orta teknoloji gerektiren ürünlerin imalatı. Finans sistemimiz sağlamdır. Bütün göstergeler iyide neden faizler istediğimiz düzeyde değil, neden enflasyonda bu seneyi beklentilerin üzerinde kapattık. Bu sorunun cevabını biliyoruz ve cevabından sadece biz sorumlu değiliz. Türkiye’de iş yapan herkes sorumludur. Bu mücadeleyi birlikte yapmamız gerekiyor. Bankacılık sektörümüz burada sorumluluk alacak, sanayi sektörümüz ve devlet sorumluluk alacak. El birliğiyle enflasyonu, faizi sürdürülebilir bir düzeye, tek haneli ve tercihen yüzde 7’lerin altına çekmek mecburiyetindeyiz. Bunu Türkiye başarır. Bu konuya biraz daha zaman harcayacağız. Bütün sektörlerle toplantı yapıp, önerileri alıyoruz. Daha sonra Mart ayında değerlendirmemizi yapıp kamuoyu ile paylaşacağız. Ondan sonraki süreçte her şey çok daha güzel olacaktır. Geçen sene hayatın içinden insanlarla istişare ederek tedbirler aldık, uygulamaya koyduk. Yeniden keşif yaparak, icat yaparak bir tedbir almadık. İmalatçılarla, hizmet sektörüyle, tüketiciler ile konuştuk ve alt alta yazdık, Bakanlar Kurulumuzda değerlendirdik bir seri yasal düzenleme ve tedbir ile 2017’de herkesi şaşırtan sonucu elde ettik. 2018, 2017’den daha iyi olacak. Türkiye’nin bu gücü var. Kamu bir yatırım yapıyorsa özel sektör 9 kat yatırım yapıyor. Türkiye özel sektör yatırımıyla büyüyor. Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu anlamak için dışarı çıkıp oradan bakmak daha isabetli olur” dedi.