KARADENİZ Bölgesi’nin en önemli gelir kaynağı fındıkta ihracat
gelirlerinin artırılması hedefleniyor. Ulusal Fındık Konseyi
Başkanı Sebahattin Arslantürk, geçen yıl, 286 bin 777 ton iç fındık
ihraç edildiğini ve 1.8 milyar dolar döviz girdisi sağlandığını
belirterek bu rakamın 6 milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiğini
açıkladı.
Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, Karadeniz
Bölgesi'nde hasadı tamamlanan fındıkta ihracat gelirlerinin
arttırılması gerektiğini belirterek ihracat hedeflerine yönelik
değerlendirmelerde bulundu. Bölgenin en önemli gelir kaynağı olan
fındıkta ihracat gelirlerinin artırılabileceğini ifade eden
Arslantürk, "Geçen yıl, 286 bin 777 ton iç fındık ihraç edildi.
İhraç edilen fındıktan 1.8 milyar dolar döviz girdisi sağlandı.
İhracat gelir rakamlarını 6 milyar dolara çıkarılmasını
hedefliyoruz" dedi.
'FINDIK TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ ÜRÜNÜ OLACAK'
Fındığın hedeflenen düzeyde üretildiği zaman Türkiye'nin en önemli
tarımsal ürünü olacağını kaydeden Arslantürk, "Ulusal Fındık
Konseyi olarak ciddi çalışmalarımız var. Toplam üretim alanımızda
verimliliğimiz oldukça düşük. Özellikle bu yıl iyice düştü.
Ülkemizde 720 bin hektarlık bir alanda fındık üretimi yapılıyor
fakat üretilen miktar 600 bin tonlara kadar indi. Verimlilik
artışıyla aynı alanda üretilen fındık miktarını 3 katına çıkarmamız
mümkün. 3 katına çıkardığımız zaman ise bugün 2 milyar dolar olan
işlem hacmini 6 milyar dolarlara taşımak mümkün olacak. Böylece
fındık tarımsal üründen elde edilen gelir bakımından Türkiye'nin en
önemli ürünü noktasına gelecek" diye konuştu.
'ÜRETMEKTEN KORKMAYALIM'
Fındık üretiminin artırılması için sürdürülebilir fındık
politikasının ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Arslantürk,
şunları dedi:
"Hedefimiz çok üretip çok satmak. Çünkü bu ülkenin dövize, kendi
özelindeki bu ürünün iyi şart ve koşullarda değerlendirilmesine
ihtiyacı var. Önümüzdeki süreçte bunlarında gerçekleşeceğine
inanıyoruz. Dünya nüfusu her geçen gün artıyor. Türkiye dışında
fındık üretim alanlarında gelişme var fakat tüketim de artıyor.
Bizim korkumuz yok. Üretmekten korkmamalıyız. Üretelim ki
pazarlayabilelim. Bugün bizim ana sorunumuz üretimin ne olacağını
bilememek. Sürdürülebilir bir fındık politikası ortaya koymak
lazım. Bununda alt yapısı plan ve projeden geçiyor. Burada devlete,
özel sektöre, sivil toplum örgütlerine ve üreticiye de önemli
görevler düşüyor. Herkes üzerine düşeni yapmalıdır"