Teknik arıcılığı destekleyerek yerel üretime katkı sağlamak,
tüketicilerine kaliteli bal sunmak amacıyla CarrefourSA tarafından
başlatılan Arı Varsa Hayat Var Projesi düzenlenen basın toplantısı
ile tanıtıldı.
Sabancı Holding ve Carrefour iştiraki CarrefourSA, arıcılık ve bal
üreticiliğinde verdiği eğitimlerle kovan verimliliğini artırarak
yerel üretime destek vermek ve arıcılık mesleğini gelecek nesillere
taşımak amacıyla Arı Varsa Hayat Var Projesi’ni başlattı. Proje
çerçevesinde kadın arıcıların sayısı artırılarak istihdama katkı
sağlanırken, ürün güvenliği ve izlenebilirliği sağlanmış kaliteli
balların tüketicilerle buluşması hedefleniyor.
Arı Varsa Hayat Var Projesi’ne ilişkin olarak açıklamalarda bulunan
CarrefourSA Gıda Kategori Genel Müdür Yardımcısı Ayşin Işıkgece,
“Reyonlarımıza doğru ve kaliteli bal getirebilmek amacıyla Adana,
Ardahan ve Kars’ta 40’ı kadın olmak üzere 200 arıcıya toplam 20 gün
teorik ve pratik eğitimler verdik. Eğitimlerin yanı sıra
reyonlarımızda bulunan balları testlere tabi tuttuk ve bal ürün
grubunda kalite kontrol mekanizmamızı güçlendirdik” dedi.
“Projeyi Adana, Ardahan ve Kars’ta başlattık, bir sonraki durak
Muğla olacak”
Türkiye’nin dünya ballı bitkiler florasının yüzde 75’in sahip bir
ülke olduğunu ve Avrupa ülkelerinde bulunan yaklaşık 11 bin 500
çiçekli bitki türünün 9 binden fazlasının Türkiye’de bulunduğunu
belirterek konuşmasına başlayan CarrefourSA Gıda Kategori Genel
Müdür Yardımcısı Ayşin Işıkgece, şunları dile getirdi:
“Dünyada bilinen 22 arı ırkının beşine ev sahipliği yapan Anadolu,
sahip olduğu flora ile de binlerce yıldır bal denince akla gelen
sayılı coğrafyalardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede
ülkemizde arı ırkının devamını sağlamak ve kaliteli balın üretimini
desteklemek amacıyla Adana, Ardahan ve Kars’ta “Arı Varsa Hayat
Var” projesini başlattık. Proje kapsamında öncelikle Adana’yı
seçtik çünkü Adana’da doğan, Adanalı bir marka olan Sabancı
Holding’in perakende markasıyız. Bir diğer tercihimiz Ardahan oldu.
Çünkü Ardahan Balı, ülkemizde coğrafi işaret tesciline sahip nadir
ballardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Kars ise sahip olduğu
zengin bitki örtüsü ve dünyanın sayılı ana ırklarından biri olan
Kafkas Arı Irkı’na ev sahipliği yapmasıyla doğru ve kaliteli bal
için uygun şartlara sahip illerin başında geliyor. Özellikle
Ardahan ve Kars’taki faaliyetlerimizle başta kırsal kalkınmaya,
dolayısıyla da sürdürülebilir tarıma destek oluyoruz.
Biyoçeşitliliği koruyarak işlenmeyen tarım alanlarının
değerlendirilmesini sağlıyoruz. Böylelikle bölgeyi
hareketlendirerek kalkınmasına katkı sağlayacağız, yeni istihdam
imkânları oluşturularak bölgeye olan talebi artıracağız. Proje
kapsamında bir sonraki adımımız dünya çam balının yüzde 80’inin
üretildiği Muğla olacak. Böylelikle toplam bal üretimi 114 bin ton
olan ve yıllık 2 milyar TL ciroya sahip ülkemizde dört koldan hem
bal üretimini verimli hale getirerek artıracağız hem de zamanla
yurt dışındaki Carrefour marketlerine Türk balı ihraç edebilir bir
duruma geleceğiz.”
“Bu yıl 450 ton bal satıp 16 milyon TL ciro hedefliyoruz”
Arı Varsa Hayat Var Projesi kapsamında tüketicilere doğru ve
kaliteli bal sunmak amacıyla Adana, Ardahan ve Kars’ta 40’ı kadın
olmak üzere 200 arıcıya toplam 20 gün teorik ve pratik eğitimler
verdiklerini dile getiren Ayşin Işıkgece, şöyle konuştu:
“Ülkemizde arıcılık ve bal üreticiliği ile uğraşanların yaş
ortalaması 50’nin üzerinde olduğu için bu mesleği genç nesillere
aktarmak amacıyla eğitim verdiğimiz arıcıların 18 - 45 yaş
arasında, Arıcılar Birliği’ne bağlı ve en az 30 adet kovanları
olmasına dikkat ettik. Daha çok erkek ağırlıklı bir meslek kolu
olan arıcılık ve bal üreticiliğinde hem kadın istihdamını artırmak
hem de balın yanı sıra polen - propolis - arı sütü gibi katma
değerli ürünlerle daha fazla gelir elde edebilmelerini sağlamak
amacıyla çalıştığımız arıcıların eşli olarak projeye katılmasına ya
da arıcıların kadın olmasına önem verdik. Bir yandan eğitimler
devam ederken diğer yandan da reyonlarımızdaki balları testlere
tabi tuttuk. Bal ürünlerine dair kalite kontrol mekanizmamızı
güçlendirdik. Bal üretiminin verimliliğini ve insan sağlığını
gözeterek reyonlarımızda doğru ve kaliteli ballara yer veriyoruz.
CarrefourSA olarak bu yıl toplam 450 ton bal satmayı ve 16 milyon
TL ciro elde etmeyi hedefliyoruz. Hedeflediğimiz satış miktarının
160 ton ve 6 milyon TL cirosunun Carrefour markalı ballarımızdan
elde edeceğimizi düşünüyoruz.”
“Arılar olmazsa, yalnızca dört yıl ömrümüz kalıyor”
İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana arıcılık ve bal
üreticiliği faaliyetlerinin gerçekleştirildiğini, arı ırkının
yaşamına devam etmesinin doğanın ve dolayısıyla da dünyanın
devamlılığı için anahtar bir rol oynadığının da altını çizen
Işıkgece, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bilim insanı Albert Einstein’ın da belirttiği üzere arıların
yeryüzünden kaybolmasıyla insanlığın yalnızca dört yıl ömrünün
kalacağını unutmayalım.”
“Türkiye’de kişi başı 1,3 kilo bal tüketiliyor”
Türkiye’de arıcılık ve bal üreticiliği sektörüne ilişkin rakamlar,
proje kapsamında arıcılara verilen eğitimler ve balda doğru bilinen
yanlışlara değinen Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, “Toplam 7,8 milyon
kovanın bulunduğu ülkemizde 600 bin kişi, bu sektörden ekmek
kazanıyor. Dünyanın üçüncü bal üreticisi olan ülkemizde kişi başı
yıllık bal tüketimi, 1,3 kilogramla AB ülkelerine oranlara
neredeyse iki katı fazladır. Ancak bu sektörün en önemli
sorunlarının başında kovan başına verimlilik geliyor. Arıcılara
verdiğimiz eğitimlerle, geleneksel arıcılık yöntemleri yerine
modern teknik arıcılık yöntemlerinin kullanılmasını sağlayarak
mevcut verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Bu vesileyle başlatılan
Arı Varsa Hayat Var projesi kapsamında Adana, Ardahan ve Kars’taki
arı üreticilerine yalnızca doğru bal üreticiliği değil, propolis -
polen - arı sütü gibi farklı ürünlerin nasıl üretileceğini, bugün
14 kilogram kovan verimliliğini doğru yöntemlerle Kanada veya
Avrupa ülkelerinde olduğu üzere 50 - 60 kilogram seviyesine nasıl
çıkarabileceklerini, ilaç kullanmadan zararlılarla nasıl mücadele
edileceğini, kovanın devamlılığı için önemli olan doğru kışlatma
şartları ve en önemlisi de arının dolaştığı yerlerdeki hijyen
şartlarının ne olması gerektiğini anlattık” şeklinde konuştu.
“Üreticisini bildiğiniz, kalitesine güvendiğiniz balları
tüketin”
“Şekerle yapay olarak üretilen, şeker eklenen veya bal üretim
döneminde çiçek nektarı yerine şekerle beslenen arının ürettiği bal
doğru bal değildir” diyen Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, sözlerini
şöyle tamamladı:
“Arı, yalnızca bal yapmadığı kış mevsiminde uygun şekilde ve
miktarda şekerle beslenebilir. Fakat bal ürettiği dönemde nektar
yerine şekerle beslenirse o bal, doğal balın sahip olduğu sağlık
faydalarını sunmaz sadece bir şeker karışımı olur. Bu şekilde
tağşişe uğramış sahte balı gözle, tadarak veya tüketicinin
uygulayabileceği başka yöntemlerle ayırt etmesi mümkün değildir.
Doğru ve sahte bal ayrımı laboratuvar ortamında ileri teknoloji ile
üretilmiş ekipmanlarla yapılan analiz sonuçlarına göre uzman
kişilerce yapılabilir. Genel olarak 2 yıl raf ömrü bulunan bal, oda
sıcaklığında ve ışık görmeyen bir ortamda saklanabilir. Bal doğası
gereği bu süreçte kristalleşebilir. Kristalize balın olduğu gibi
tüketilmesi faydalıdır. Fakat mutlaka sıvı olarak tüketilmesi
isteniyorsa kristalleşen bal şişesi ile 40 derece santigradı
geçmeyen sıcaklıktaki bir su içine oturtularak tekrar eritilip
rahatlıkla tüketilebilir.”