Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sunucu ve yazar Metin Uca, Kocatepe Camisi'nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Törende Uca'nın yakınları duygusal anlar yaşadı. Cenaze sırasında bir kişinin Uca ile ilgili sözleri üzerine gerginlik çıktı, törene katılanlar, şahsa tepki gösterdi.
Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu köşe yazısında ''İnsanoğlu ne kadar nankör.. Ne kadar kibirli.. Ne kadar sahtekar. Hayatlarında, sanki hiç ölmeyecekmiş, sanki dünyaya kazık çakacakmış gibi bir algı ile.. “Benim cenaze namazımı kılmayın. Benin cenazemi yakın” diyorlar.. Sonra.. Öldüklerinde, en yakınındakiler bile.. O isteğe karşı çıkıyor, cenazeyi getirip, camiye koyuyorlar.. İçlerinden birçoğu namazını kılmasa da.. Cami cemaatinden namazı kılmalarını istiyorlar..'' dedi. İşte yazının bazı bölümleri:
Ben kendisini 28 Şubat sürecinde, dindarlara yaptığı hakaretlerle hatırlıyorum ama..
“Belki son yıllarda kendisini düzeltmiştir” diye, “bir de sosyal medya hesabına bakayım” dedim..
Bir şey değişmemiş..
62 yaşına gelmiş ama..
Yine dindarlarla hakaret ile ömrünü tamamlamış..
Son paylaşımlarından birisi:
“Sevgili Fenerbahçeli kardeşlerim, Galatasaraylı dostlarım süper kupa finalimizin, vahabi, görgüsüz Suudi Arabistan’da hem de Cumhuriyetimizin 100. yılında oynanmasına karşıyım. Gelin, tepkimizi birlikte yükseltelim.” diyor.
Ehl-i sünneti savunup, derdi gerçekten vahabi anlayışı olsa..
Birlikte itiraz edelim..
Derdi o değil. Derdi; halkı Müslüman olan bir ülke ile Türkiye’nin ilişkilerinin gelişmesini önlenmesi..
Suudların, İngiltere’de futbol takımı satın alacağına, Türkiye’de satın alma ihtimalini önleme derdinde...
Suudi Arabistan’a görgüsüz dediğinde, ölümüne kavga çıkartmam..
Gerçekten de, şu petrol zengini şeyh, bu milyarderin İngiltere’de futbol takımı satın alıp, İsrail destekçilerine küçücük bir konuda bile boykot ilan edememeleri karşısında, ben de “Görgüsüzler” derim de..
Metin Uca’nın derdi, görgüsüz petrol zengini şeyh değil..
Onun derdi tüm Müslümanlar..