İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kutbettin Demir, aile hekimlerinin aşı karşıtlığından tedirgin olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığından aşı zorunluluğu ile ilgili kanun talep ediyoruz. Daha önce olduğu gibi bazı aşılar zorunlu hale gelmeli. Çocuklarımız, yaşamlarını riske edebileceğimiz varlıklar değildir” dedi.
5. Ulusal Aile Hekimliği Kongresi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşe’de bir otelde devam ediyor. Kongrenin basın toplantısında Dernek Başkanı Dr. Kutbettin Demir, aile hekimliğinin uygulamaya geçmesiyle birlikte temel sağlık göstergeleri olan bebek ölüm hızı ve anne ölüm hızında azalma ile aşılama oranlarında artış elde edildiğini kaydetti.
Türkiye’deki aile hekimliği uygulamasında bazı sıkıntılar yaşandığını söyleyen Demir, "Acil servislerdeki yoğunluğun da çaresi olarak ortaya atılan Aile Sağlığı Merkezleri’nde mini acil kurulması kavramı da bunlardan biridir. Aslında acil servislerin kullanım hatasından kaynaklanan bu sorunun, işin içine aile hekimlerini katarak çözülmesi mümkün olmadığı gibi, geri dönüşü imkansız zararlara da yol açacağı ortadadır. Uygulama fikrinden derhal vazgeçilmelidir" dedi.
“Aşı zorunluluğu ile ilgili kanun talep ediyoruz”
Aile hekimlerinin aşı karşıtlığından tedirgin olduğunu belirten Dernek Başkanı Demir, “Her platformda bilim çerçevesinde halkı bilgilendirmeye çalışıyoruz. Sağlık Bakanlığından aşı zorunluluğu ile ilgili kanun talep ediyoruz. Daha önce olduğu gibi bazı aşılar zorunlu hale gelmeli. Çocuklarımız, yaşamlarını riske edebileceğimiz varlıklar değildir. Bir dönem aşı olmak kısırlık yapar diye bir söylem vardı. Bu böyle değil aşı olmak kısırlık yapmaz aşı olmamak kısırlık yapar" ifadelerini kaydetti.
Şakrak: "Türkiye’de aşı oranlarımız gelişmiş ülkelerdeki oranların üzerine çıktı"
Dernek Başkan Yardımcısı Dr. Şule Güçlü Şakrak ise aşı karşıtlığının sosyal platformlarda büyüdüğünü savunarak, "Aile hekimliğinde verilen hizmet rutin olarak yaptığımız çocuk aşıları, erişkin aşıları ve özel bir riskli grup aşılarıdır. Türkiye’deki meslektaşlarımızın yoğun emeği ile aşı oranlarımız gelişmiş ülkelerdeki oranların da üzerine çıkmıştır. DSÖ 2013 karma aşı oranlarının uluslararası karşılaştırmasında dünya ortalaması yüzde 83, Avrupa bölgesi yüzde 94, Türkiye ise yüzde 97 bulunmuştur. Bu büyük bir başarıdır. Amacımız yüzde 100’e çıkmaktır. Aşı karşıtlığının sosyal platformlarda, kanıta ihtiyacı olmaksızın büyüdüğü bir zamandayız. Endişeliyiz, çünkü aşı karşıtlığı o kadar arttı ki, Akdeniz Üniversitesindeki kızamık alarmı gibi salgın alarmları başladı" dedi.
"Ülkemizdeki aşıların içinde civa bulunmamaktadır"
Şakrak, "Ülkemizdeki aşıların içinde civa bulunmamaktadır. Geçmişte aşıların içinde çoklu doz uygulamalarında yer alan civa etil civa olup, vücutta birikmemektedir. Alınan bu civa dozu çoğu gıdanın içinde çok daha yüksek oranlarda yer almaktadır. Aşılar ile otizm arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Kızamık Aşısı ve Otizm ilişkisi ile ilgili iddiayı ortaya atan Dr. Wakefield’in bu çalışması Lancet dergisinden geri çekilmiş ve bu kişinin hekimlik faaliyetleri durdurulmuştur" diye konuştu.
Hekime şiddet
Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Tamur da sağlık alanında yaşanan sıkıntıların hekime şiddet olarak döndüğünü iddia etti. Tamur, "Sağlıkta şiddetin önlenmesine ilişkin ülkemizde bir yasa yok. Bunun bile ayrıca cezalandırılması lazım. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili Türk Ceza kanununa net olarak bir madde eklenmeli. Hem de sağlık hizmetini engelleme ciddi bir risk olarak değerlendirilmeli" açıklamasında bulundu.
Bazı sağlık raporlarının kaldırılması talebi
Eğitim kurumlarından, spor tesislerine, anaokullarından askerliğe, sürücü belgesi alacaklardan işe girişlere kadar birçok alanda istenen rapor taleplerinin düzene sokulmasını isteyen Tamur, "Site, otel gibi yerlerdeki havuzlara girilirken sağlık raporu istenmiyor. Fakat belediyeler gibi kurumların havuzlarına gidilecekse rapor isteniyor. Biz bu raporların artık kaldırılmasını istiyoruz. Bizler birer imzacı kurumlar olarak görülüyoruz" dedi.