Beyne pıhtı atmaya bağlı felç geçirenler için umut veren gelişme

Özellikle 60 yaşından sonra en sık rastlanan kalp ritim bozukluğu kaynaklı beyin embolisine bağlı felçlerin, yeni geliştirilen sol atriyal kapama cihazı teknolojisi sayesinde artık önlenebildiği açıklandı.

Prof. Dr. Hamza Duygu, özellikle 60 yaşından sonra en sık rastlanan kalp ritim bozukluğu olan atriyal fibrilasyon kaynaklı beyin embolisine bağlı felçlerin, yeni geliştirilen sol atriyal kapama cihazı teknolojisi sayesinde artık önlenebildiğini kaydetti ve “Nöroloji kliniklerine felç ile kabul edilen hastaların dörtte birinde, beyin damarlarına kalp kaynaklı pıhtı atılması vakası görülmektedir”dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, her yaş grubunda görülmekle birlikte özellikle 60 yaşından sonra en sık rastlanan ritim bozukluğu olan atriyal fibrilasyonun, 70 yaş sonrasında her 10 kişiden birinde görüldüğünü ve kalbin kulakçıklarının etkili kasılmamasına ve titreşimine yol açtığını, ayrıca kulakçık içinde yavaşlayan kan akımına bağlı pıhtılar oluşmasına neden olduğunu ifade etti. Bu pıhtıların başta beyin olmak üzere göz, böbrek, dalak, bağırsak ve kol bacak damarları gibi organlara da atmakta olduğunu belirten Prof. Dr. Hamza Duygu, bunun sonucunda hastalarda felç, böbrek, dalak ve bağırsak nekrozu, körlük ile kol ve bacak kayıpları gelişebildiğini söyledi. Nöroloji kliniklerine felç ile kabul edilen hastaların dörtte birinde, beyin damarlarına kalp kaynaklı pıhtı atılması vak’ası görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Duygu, bunun da damarlarda tıkanıklığa ve damarın beslediği beyin bölümüne bağlı olarak değişik şekillerde gelişen felçlere neden olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Hamza Duygu; “Yeni geliştirilen sol atriyal kapama cihazı teknolojisi, kan sulandırıcıların özellikle yaşlı hastalarda sebep olduğu beyin ve mide kanaması gibi yaşamı tehdit eden kanama risklerini ortadan kaldırıyor.”
Atriyal fibrilasyon türündeki ritim bozukluklarının ana tedavisinde, pıhtılaşma ve embolileri önlemeye yönelik kan sulandırıcı ilaçların kullanımının bulunduğunu, ancak kan sulandırıcı bu ilaçların en önemli yan etkisinin kanamaya yol açması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, özellikle yaşlı hastalarda beyin ve mide kanaması gibi yaşamı tehdit eden kanamaların görülebildiğini, bu durumda da kan sulandırıcı ilaçların kullanımının tehlikeli olabildiğini belirtti. “Hem hekim hem de hastalarımız kanama olayı yaşandığında bu tür ilaçları kullanmakta tereddüte düşmektedir. Pıhtı önler ilaç kullanırken kanama görülen ya da kan hastalıkları nedeniyle kanamaya meyilli olan hastalarda bu tür hayati ilaçların kullanımı zararlı olmakta ve bu durum hastayı felç riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır.” diyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu hasta grubunda yeni geliştirilen bir teknoloji sayesinde kalp içinde pıhtı üreten odacığın, ameliyatsız bir yöntemle kapatılarak, hastanın kanama riskini artıran pıhtı önler ilaç kullanımını ortadan kaldıran bir çözüm üretildiğini söyledi.
“Bu şekilde hem pıhtı oluşumu önlenerek inme riski ortadan kalkmakta, hem de kanama riski yüksek hastalarda kan sulandırıcı ilaca gerek kalmamaktadır.” diyen Prof. Dr. Hamza Duygu, işlem sırasında üç boyutlu eko cihazı kullanılarak kalp içindeki odacıklarda ölçümler yapıldığını ve cihazın uygun yere yerleştirilmesine olanak sağlandığını kaydetti.
Prof. Dr. Hamza Duygu; “Adamızda ilk kez Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde uygulanmaya başladı.”
Bu cihaz sayesinde, kan sulandırıcı ilaç kullanımına rağmen emboli gelişen, ilaç alırken kanama gelişen ve bir daha pıhtı önler ilaç alamayacak ya da kanama riski nedeniyle hiç ilaç başlanamayacak hastalarda önemli bir alternatif tedavi yönteminin gündeme geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Hamza Duygu, dünyada son birkaç yıldır kullanılmakta olan bu cihazların, deneyimli kardiyoloji ekibi ve üst düzey teknik alt yapısıyla ilklere imza atan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı tarafından da adamızda ilk kez uygulanmaya başladığını ve başarılı sonuçlar elde edildiğini ifade etti.
Embolik felç geçirme riskini ortalama yarım saatte ameliyatsız ve ağrısız olarak ortadan kaldırmak mümkün
İşlemin ameliyatsız olarak anjiyografik yöntemlerle ortalama yarım saat sürdüğünü ve hastanın ertesi gün evine taburcu olabildiğini ifade eden Prof. Dr. Duygu, işlem sırasında hastanın ağrı ve acı hissetmediğini, işlemden 2 saat sonra ise ayağa kalkıp normal günlük aktivitelerine başlayabildiğini söyledi.
Uzun yıllardır ritim bozukluğu tedavisi altındayken kan sulandırıcı ilaç kullanan ve buna rağmen gözüne pıhtı atan ve önemli derecede görme kaybına maruz kalan 74 yaşındaki baypaslı hastanın yapılan tetkiklerinde, yüksek emboli riski taşıdığının saptandığını da belirten Prof. Dr. Hamza Duygu, beyin ve diğer hayati organlara tekrarlayan pıhtı atma olayı yaşanmaması için kalp içindeki pıhtı üreten bölümün kapatılmasına karar verildiğini, ortalama yarım saat süren başarılı bir işlemle sorumlu kalp odacığına yerleştirilen cihaz sayesinde tekrar pıhtı oluşmasının önüne geçilmiş olduğunu da sözlerine ekledi.