Kısırlık nedeniyle ileri üreme tekniklerine başvuran kadınların %17’sinde görülen çikolata kistleri, gebe kalmanın önündeki en önemli engellerden biri olarak kabul ediliyor. Hastalık, bağırsak ve idrar yolu rahatsızlıkları ile ağrılı adet gibi sorunlara da yol açıyor. Çikolata kistlerinin bazı tipleri kanserleşme ve büyüme eğilimi nedeniyle cerrahi gerektirebiliyor. Ameliyat sonrası ise olası yumurtalık hasarına karşı hastaya, yumurta toplama ve dondurma işlemi öneriliyor.
Memorial Kayseri Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nden Doç. Dr. Semih Zeki Uludağ, çikolata kistleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Ailede çikolata kisti öyküsü varsa
Endometriozis olarak tarif edilen ve karın altı bölgesindeki rahmin
dış bölümünün zemininde gelişen çikolata kistleri, üreme çağındaki
kadınlar açısından önemli bir sağlık sorunudur. Rahim içindeki
endometrium denilen dokunun, yumurtalık dokusuna yerleşmesiyle
kendini belli etmektedir. Çikolata kistleri dünyadaki 300 milyondan
fazla kadında görülmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık 2,4 milyon
kadın bu sağlık sorunu ile karşı karşıyadır. Ailesinde, özellikle
de kız kardeşinde ya da annesinde çikolata kisti bulunan kadınlar,
çikolata kisti oluşması bakımından diğer gruplara göre 6 kat daha
fazla risk altındadır.
Bağışıklık sistemi hastalık oluşumunda
etkili
Kadınlardaki adet süreci başladığında rahim içindeki ‘endometrium’
tabakası dışarı atılırken aynı tabaka tüplerden karın boşluğuna da
geri dökülebilmektedir. Bağışıklık sistemi sağlıklı olan kadınlarda
geri akan bu kan temizlerken, bağışıklık sisteminde problem
olanlarda ise çikolata kistleri oluşmaktadır. Karın boşluğundaki
endometrium tabakası tüplere, yumurtalıklara hatta bağırsağa ya da
idrar torbasına yapışarak yerleşir ve iltihaba neden olur.
Hastalığın ilerleyen döneminde kanamalar, doku iyileşmeleri ve
karın içinde yapışıklıklar ortaya çıkmaktadır.
Belirtilere dikkat!
1. Adet dönemlerinde veya sürekli olabilen kasık ağrısı
2. Cinsel birliktelikte ağrı görülmesi
3. Kadınlarda nedeni belirlenemeyen kısırlık çikolata kistinin
belirtileri olarak kendini gösterebilir.
Kısırlığın en önemli nedenlerinden biri
Çikolata kisti, çocuk sahibi olamayan kadınlarda %17 oranında
görülmektedir. Hastalık, karın boşluğunda inflamasyon oluşturması,
tüp ve yumurtalıklarda yapışıklıklara yol açması nedeniyle rahim iç
duvarının gebeliğe uygunluğunu bozmakta ve yumurtalık rezervinin
azalmasına, dolayısıyla da kısırlığa yol açmaktadır.
Cerrahi artık ikinci planda
Çikolata kistlerinin tedavisi, dünyada ve ülkemizde 10 yıl öncesine
kadar cerrahi ile gerçekleştirilmekteydi. Ancak ameliyatın yumurta
rezervine olumsuz etkileri göz önüne alındığında, günümüzde artık
gebelik planı olan kadınlar için cerrahi birinci seçenek olarak
kabul edilmemektedir. Şiddetli ağrı ya da kanser şüphesi gibi bazı
durumların dışında hastalar için ameliyat önerilmemektedir.
Ameliyatın gerekli olduğu durumlarda, cerrahi öncesi yumurta
toplanıp, dondurularak saklanmaktadır. Yumurta toplama işlemi,
cerrahi sonrası, olası yumurtalık hasarı riskine karşı hastanın
yumurta rezervini korumak için uygun bir seçenektir. Özellikle iki
yumurtalığında da çikolata kisti bulunan kadınların çocuk sahibi
olma isteklerini ertelememeleri önerilir.
35 yaş üstü kadınlarda zaman önemli
Çikolata kisti tanısı alan kişinin, 6 ay içinde gebelik
gerçekleşmezse bir tüp bebek uzmanına başvurması gerekir. Hastanın
yumurtalıklarının rezervi, tüplerinin açık olup olmadığı ve
hastanın eşinin de sperm durumu değerlendirilir. Testlerin sonucuna
göre hastaya uygulanacak tedavi ve takip şekli belirlenir. Çikolata
kisti olan 35 yaş üstü infertil kadınlarda ise zaman, kritik bir
öneme sahiptir. Bu hastalarda yumurtalık rezervi azalma riski daha
da arttığı için zaman kaybetmeden tüp bebek tedavisine başlamak
önemlidir. Bu hastalık nedeniyle çocuk sahibi olamayan kadınlarda
tüp bebek başarı şansı, hastanın yaşı, eşinin sperm durumu ve
yumurtalık rezervine bağlı olarak değişmektedir.