İçhastalıkları uzmanından kabızlara çağrı: Yaşam tarzınızı değiştirin

Bağırsak hareketlerinin azalması ve dışkılama yapılmasında güçlük çekme durumu olan kabızlığa, her yaş grubunda sıkça rastlanıldığını İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü kabızlık tedavisinin yaşam tarzının değiştirilmesi ile yakından ilişkili olduğunu söyledi.

İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, kabızlığın doğal ilacının hareket olduğunu belirterek, bisiklete binmek, yüzmek, koşu yapmak, düzenli yürüyüş veya ev egzersizleriyle olası kabızlık sorununun engellenebileceğini bildirdi.
Prof. Dr. Gümürdülü, bağırsak hareketlerinin azalması ve dışkılama yapılmasında güçlük çekme durumu olan kabızlığa, her yaş grubunda sıkça rastlanıldığını söyledi.
Yüksek miktarda işlenmiş şeker kullanımı, lifli ve posalı besinlerin az veya hiç tüketilmemesi, büyük tuvalete çıkmamak veya çıkmayı sürekli olarak ertelemeyi kabızlığın nedenleri arasında sayan Prof. Dr. Gümürdülü, şöyle konuştu:
“Aynı zamanda bağırsakta bulunan iyi huylu ur, kanser gibi hastalıklar, bağırsakların tembelleşmesi, psikolojik durumlar, evden başka yerde ve yabancıların bulunduğu ortamlarda tuvalete girememe, kullanılan ilaçların yan etkileri ve hamilelik, bu sorunun yaşanmasında etkili rol oynuyor.”

En sağlıklı çözüm yolu spor
Prof. Dr. Gümürdülü, tuvalete çıkmayı kolaylaştıran ilaçlarla kabızlığın giderilebileceği gibi, ancak bu sorunun doğal yollarla da engellenmesinin daha doğru olacağını vurguladı.
Bisiklete binmek, yüzmek, koşu yapmak, düzenli yürüyüş veya ev egzersizlerinin bağırsak aktivitesini uyaran başarı anahtarlarından biri olduğunu ifade eden Gümürdülü, şöyle devam etti:
“Özellikle ilerleyen yaşlarda metabolizmanın yavaşlaması durumunda hareketli yaşama daha çok ağırlık verilmeli, sürekli ve alışkanlık haline gelen ağrı kesici, demir ilaçları ve antidepresan kullanımına dikkat edilmelidir. Bu ilaçlar, bileşenleri nedeniyle kabızlığa neden olabilir. Hazır gıdalar, beyaz unlu mamuller, tatlı atıştırmalıklar, hayvansal yağlar, siyah çay ve kakao tüketmekten kaçınılmalıdır.”

Uzun süren kabızlık risk teşkil ediyor
Kronik olarak dışkılamada zorlanma ile karakterize edilen kabızlığın aynı zamanda mide rahatsızlığı, nefes kokması ve baş ağrısına da yol açtığını anlatan Gümürdülü, şu uyarılarda bulundu:
“Kabızlık çok uzun süreli olduğu takdirde risk teşkil edebilir. Süre uzadıkça dışkı taşlaşır ve bağırsak tıkanması yaşanabilir. Tiroit bezinin yetersiz çalışması ya da şeker hastalığı da kabızlık nedenleri arasındadır. Kabızlıkta karın ağrısı olmaz, eğer karın ağrısı yaşanıyorsa bu kabızlık değil ‘huzursuz bağırsak sendromu’ olarak adlandırılır. Kabızlık tedavisi genellikle yaşam tarzının değiştirilmesi ile yakından ilişkilidir.”
Gümürdülü, tam tahıllı ekmek, hurma, kepekli pirinç gibi lif bakımından zengin gıdalar ile her öğünden önce bir bardak su içmenin yararı olduğuna değinerek, “Tuvalet ihtiyacı ortaya çıktığı zaman bunun ertelenmeden anında giderilmesi, kronik kabızlık riskini azaltır. Dışkı bağırsaklarda ne kadar fazla kalırsa, içindeki su o kadar çok emileceği için bağırsaklardaki hareketi zorlaşır. Sosyal veya hijyenik nedenlerden dolayı tuvalet ihtiyaçlarını zamanında gideremeyen veya ertelemek zorunda kalan kişilerde daha çok kabızlık gelişmektir” diye konuştu.