Yüksek tansiyonu olan hastalara doktordan tuz uyarısı

Hipertansiyon Diyaliz Transplantasyon (HDT) Derneği tarafından Bursa’da devam eden 7. Güncel Böbrek Hastalıkları Hipertansiyon ve Transplantasyon toplantısında konuşan Prof. Dr. Abdülkadir Ünsal yüksek tansiyonu olan hastaların tuzu azaltmaları çağrısında bulundu.

Bursa’da 3 gün sürecek 7. Güncel Böbrek Hastalıkları Hipertansiyon ve Transplantasyon toplantısı yoğun ilgi görüyor. Hipertansiyon Diyaliz Transplantasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Ünsal, "Tansiyon yüksekliği olan böbrek hastaları tuzu azaltmalı" dedi.
Hipertansiyon Diyaliz Transplantasyon (HDT) Derneği tarafından Bursa’da 21 Nisan’a kadar sürecek olan 7. Güncel Böbrek Hastalıkları Hipertansiyon ve Transplantasyon toplantısı yoğun ilgi görüyor. Araştırmacılar sunumlarında kök hücrede yaşanan gelişmeler, nadir görülen böbrek hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, hipertansiyon ve diyaliz yöntemleri alanında yaşanan güncel gelişmeleri ele alıyor.

"Tansiyon yüksekliği olan böbrek hastaları tuzu azaltmalı”
HDT Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Ünsal, böbrek hastalarının tansiyon yüksekliği varsa hangi tür olursa olsun tuz kullanımını azaltmaları gerektiği yönünde uyarıda bulunarak, "Himalaya tuzu da dahil olmak üzere bu tür hastalarımız kesinlikle kullanmaması lazım. Bunun önemini vurguladık. Nefroloji dışında dahiliye hekimleri, asistan ve uzmanlarında nefroloji konusunda bilgilerini güncellemek adına önemli bir toplantı bu" dedi.

"Yılda yaklaşık 3 bin böbrek nakli gerçekleştiriliyor”
HDT Derneği’nin eski Başkanı Prof. Dr. Alaattin Yıldız, Türkiye’de yılda yaklaşık 3 bin böbrek nakli gerçekleştirildiğini belirterek, "Büyük kısmı canlıdan gerçekleştiriliyor. Çok büyük bir fedakarlık. Tabii en az bunun kadar önemli olan takılan böbreğin ömrünün uzun olması. Bu da hastanın yakın takibiyle ilişkili olan bir durum. Organ naklini arttırmanın önemli bir yolu kadavra sayısının arttırılması. Yoğun bakımlardaki beyin ölümü bildiriminin artması, ülkemizdeki beyin ölümü bildirilmiş donörlerde hasta sahiplerinden kabul oranlarımız düşük. Bu konuda toplumsal duyarlılığın arttırılması ve kadavra sayısının arttırılması belki yüzlerce insanı sadece böbrek değil, karaciğer, kalp gibi hayati değer organlarında bağışlanmasına sebep olacak ve hayatının kurtulmasına aracı olacak. Donör sayısının ve kadavra sayısının arttırılması Türkiye’deki organ naklinin gelişmesi için son derece önemli” diye konuştu.

"Günde en az 5-6 kilometre tempolu yürüyüşle fiziksel aktiviteyi arttırabiliriz”
Prof. Dr. Kamil Dilek ise obezitenin birçok hastalığa yol açtığını ifade ederek şunları söyledi:
“Toplum tarafından bilinen basit etkisi şeker hastalığına eğilim oluşturuyor. Yüksek tansiyon yapabiliyor. Her türlü kanser riskinin obezitede arttığını biliyoruz. Yine obezitenin uyku apnesi sendromu dediğimiz ani ölümlere giden kalp hastalıklarına yol açtığını biliyoruz. Obezite ile mücadelede eğitim çok önemli. Beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite çok önemli. İnsanların hazır gıdalardan kaçınması, sebze ağırlıklı gıdaları ön planda yemesi zaten genel sağlık kurallarıdır beslenme ile ilgili önerilerimiz. Kalori fazlasının olmaması adına fiziksel egzersizler. Sanayi toplumundaki obezitenin artmasının temel nedeni hazır gıdalar ve fiziksel aktivitenin azalması. Sürekli arabaya biniyoruz, tramvayı kullanıyoruz, yürümüyoruz gibi. Karbonhidrat içeren gıdaları az yiyeceğiz ve fiziksel aktiviteyi arttıracağız. Otomobile az binerek, günde en az 5-6 kilometre tempolu yürüyüşle fiziksel aktiviteyi arttırabiliriz. Yüzme sporları, her türlü sporlar, günlük hayatta otomobili az kullanmak ve bol bol yürüyüşler yapmak obezitenin engellenmesinde kalori sınırlanması ile birlikte ikinci unsur diyebilirim."