Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve Asbaşkan Şekip Mosturoğlu, tatil edilen Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ülker Stadyumu 1907 Tribününde düzenlenen basın toplantısında Yıldırım ve Mosturoğlu'nun yanı sıra Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük, Asbaşkan Nihat Özbağı, Genel Sekreter Mahmut Uslu, Yönetim Kurulu Üyelerinden Ozan Balaban, Ender Alkaya, İlhan Ekşioğlu, Selim Kosif ve eski yöneticilerden Yasemin Merçil yer aldı. Sahada ve koridorlarda yaşananlar videolu olarak da anlatıldı.
İlk sözü Mosturoğlu alırken, Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
"Şekip bey detaylara girdi, ben de genel konuşacağım. 1995-96 yıllarıydı, Trabzon'da teknik direktör Otto Bariç'in sırtına taş geldi, yere düştü. Sonra Fenerbahçe takımı sahadan ayrıldı ve soyunma odasına gitti. O zaman Fenerbahçe hükmen mağlup edildi, 2 yıl ceza aldı. Daha sonra 1 yıla düştü ceza. Fenerbahçe cezasını çekti. Başkanlığa ben geldim, cezaya devam edildi. Ve ceza bitince biz yeniden oynamaya başladık. Güneş ile ilgili şunları söylemek istiyorum, o gün Türk medyası Otto Bariç'e her türlü suçlamayı yaptı. Perşembe günü oynanan Beşiktaş maçı sonrasında da Güneş'in yaptığının yanlış olduğu şeklinde bazı yerlerde haberler çıktı. Güneş, herkesi suçlayan konuşmalar yaptı bunların üzerine. Güneş'e olduğu zaman hiçbir şey olmayacak ama Fenerbahçe ile ilgili bir şey olduğunda herkes her şeyi söyleyebilir. Perşembe günü burada Sayın Güneş, tiyatro oynamıştır. Ondan beklenen, Güneş gibi, eğitimci bir insanın, o maçın oynanması için gerekli olan davranışı ve tutumu göstermesini ister ve beklerdik. Sonra istediği gibi konuşabilirdi ve haklı olurdu. Ama siz tiyatro oynayacaksınız, dikiş atılmadan dikiş atılma pozisyonlarına gireceksiniz. Bu tartışmalara gerek yoktu. Beşiktaş, Fenerbahçe'yi ikinci devre provoke etmeye çalışmıştır. Tolga, Trabzonlu, Şenol Güneş Trabzonlu, Mustafa Pektemek Trabzonlu. Trabzonlular, 1995-96 yıllarındaki ve 2010-11'deki şampiyonlukları alamamanın acısını her platformda bizden çıkartmaya çalışıyorlar. İki dost kulübü birbirine düşürmeye çalışmasınlar artık. Fenerbahçe neyse, Beşiktaş Kulübü de olur. En az sizler kadar temiziz. Güneş, değer verdiğimiz insan, başarıları var, saygı gösteriyoruz. Ama o da Fenerbahçe camiasına saygı göstermelidir. Fenerbahçe Stadı'na geliyor, bordo ceket gidiyor, bordo kravat takıyor, seyirciyi tahrik ediyor. En çok küfüre karşı çıkan ben ve yönetim kurulumdur. Bu olayları tasvip etmiyoruz, ama Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi, bu olayda kumpas var. İncelemeler bittiği zaman, aydınlatıcı bilgiler hepimize ulaşacaktır. Ama son dönemde bizim maçlara girilmek için çok sayıda Passolig alınmıştır. Kale arkalarında olan kısımlarda 300 tane yeni biletin olduğu ve kombine bileti olanların bazı rakip takım taraftarlarına devir edildiğini gördük.
Şenol Güneş, oyuncunun gırtlağını sıkar, hakeme küfür eder bir şey denmez. Ama filozof gibi davranır, ben yapmadım der. Herkes normal karşılar. Ama Fenerbahçe'ye oldu mu, ilkleri Fenerbahçe'ye uygulayacağız. Ama Fenerbahçe'ye olmazsa kimseye bir şey demeyiz. Denizli maçı 16 dakika uzatıldı, 20 defa maç durdu. Şampiyonluğu kaçırdık. O maç bugünkü kriterlere benziyor mu? O gün bizim lehimize karar verilmeliydi. Bugün bir şey söyleniyor mu, hayır çünkü Fenerbahçe. Trabzon'da otobüs kurşunlandı, faili bize göre belli. Bugüne kadar, aydınlanması için Türk kamuoyu ne yapmıştır. Biz uğraşıyoruz ama bizim tek başına uğraşmamız yetmiyor. Basın neden ilgilenmez? Çünkü Fenerbahçe olduğu zaman kimse kılını kıpırdatmaz.
Beşiktaş maçı oynanırken, devre arasında Hasan Çetinkaya'yı aradım. Git hakemle konuş, tüm kredilerini tüketti. Maçı tatil etmek kaldı bir tek, git söyle dirayetli olsun dedim. Birisinin kafasına bir şey gelirse, maçı tatil ederim demiş. Diğer statlarda atılmıyor mu, atılıyor. Ne yapıyorsunuz polisi çağırıp tedbir alıyorsunuz. O da çözüm olmazsa, kuralları uygularsınız. Bugüne kadar uygulandı mı, hayır. Fenerbahçe olunca milat olsun oluyor. Ben bu haberi gönderdiğim halde neden yetkililere kornerleri rahat atalım, polislere gelin kalkanları kaldırın demiyorsun? Aynı şekilde emniyete de haber gönderdim. Git emniyetle konuş, sahanın içine girsinler. Onlar da hakem bize talimat gönderirse biz bunu yaparız. Bunu söylemediği için yapmamışlar. Birinin başına bir şey gelirse maçı tatil ederim diyor, neden Ertuğrul'un kafası yarıldığında tatil etmedin. İçeri girdi, maçı tatil etmedi. Bazı görüşmeler yaptıktan sonra maç tatil edildi. O kayıtlara bakılsın. Telsiz kayıtları dinlensin. Maçın tatilini Beşiktaşlı oyuncular içeri girdikten sonra, Gökhan'ın konuşmalarından sonra tatil ediyor. Zamanında Fenerbahçe hangi cezayı çektiyse, Beşiktaş da çekmelidir. İki kulüp de 100 yıllık çınardır, sıkıntı yaşamayalım diye bir şey yok. Sahayı terk eden hükmen mağlup olur, mesele bitmiştir. Biz Fenerbahçe olarak kimseyi tehdit etmiyoruz. Her şeye saygılıyız ama TFF'nin ve herkesin bize saygı göstermesini ve doğru kararı vermesini bekliyoruz. Başka bir isteğimiz yok. Her şeyi Fenerbahçe'nin üzerinden denemek bize bir şey kazandırmaz. Bu camia sıkışmış vaziyettedir. Bu camianın sıkışması, hepimizi rahatsız eder. Kurşunlanmışız, bu failler bulunmalıdır. Bulunmazsa, kanayan yara devam eder. Kumpas, devam ediyor. FETÖ, 24 Haziran seçimlerinden dolayı her statta yeni olaylar yapabilir. Bu ülke, hepimizin. Burada yapılması gereken, hepimizin statlarda, sahaya bir şey atılması, küfür edilmesi ve diğer olayların olmaması için gönül birliğiyle çalışma yapmamız gerekiyor. Zarar Türkiye'nindir. Buna göre davranalım. Masada alınan skora değil, sahada alınan sonuca saygılıyız. Arkadaşlarım ve hocamın söylediği şekilde, yarım kalan maçın oynanmasını onlar arzu ediyorlar, ben maçın kurallar gereği Fenerbahçe lehine hükmen tecil etmesi gerektiğini söylüyorum. Bir de kısaca belirtmek isterim, koltuk atıldı, vs dendi. Peruk, para ve çakmak atılmıştır. Bir de su şişesi atılmıştır. Bunun dışında olayı büyütmek yanlıştır.
Sözlerime son verirken, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorum. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.
Yıllar önce İBB ile Diyarbakır maç yaptı. Olaylar çıktı, ligden atılması durumu vardı. Biz hayır dedik. Galatasaray - Fenerbahçe maçında hakem düştü. Bizim oyuncular gidip kaldırdı. Eğer kaldırmasalardı, hepimiz 62 puan olacaktık. Biz böyle şeylere tenezzül etmedik, etmeyiz de. Beşiktaş maçında Mehmet Topal düştü, kafası yarıldı. Oyun devam etti. Etmeyebilir miydi, etmeyebilirdi. Benim aklımda başka bir düşünce olsa etmezdi, hastaneye giderdik. Biz bunlara tenezzül etmedik. Güneş'ten beklediğimiz buydu. Biz ona saygılıyız, o da Fenerbahçe'ye saygı göstermek adına sahada kalacaktı.
Tolga'nın annesi vefat ettiğinde, Fenerbahçe tribünleri ona Allah rahmet eylesin diye tezahüratlarda bulundular. O’nun lehine tezahüratlar yaptı. Şükretmeliyiz ki, seyirciler aşağı inmedi. İnseydi, çok daha fena şeyler olabilirdi.
Hiçbir maçtan önce ben veya arkadaşlarım yorum yapıyor, 1.5 senedir. Daha geçen hafta dediler ki, Göztepe ile maçları var, Demba Ba'yı alacağız dedi. Şekip bey, Emenike olayında ceza aldı. Emenike aklandı, Şekip Bey ceza aldı. Şimdi nasıl maçlardan önce transfer konuşuyorlar? Yok mu Türkiye'de savcılar, sen bunu transfer ediyorsun, niye ediyorsun demiyorlar mı? Ne konuşacağız? Hepimizin gerçek kimliğiyle ortada olması lazım, biz ortadayız, onlar değiller. Herkes samimi olacak, kimse ben demeyecek. Her yerde konuşuruz. Biz geçmiş olsun dileklerini ilettik. Hastaneye gidecektik, geçmiş olsuna gidelim dedik. Gitmeyelim, orada taraftar var, olay başka boyutlara gider diye düşündük sonra, gitmedik. Onlar Topal ve Çetinkaya’nın kafasını yardığında geçmiş olsun bile demediler?