Teknik Direktör Ersun Yanal, Türk futbolunda kulüplerin mali
durumları, yabancı oyuncu ve teknik direktörler, genç oyuncuların
forma şansı hakkında önemli değerlendirmelerde bulunduğu söyleşide,
“Maalesef bizim ülkemizde biz spor değil, skor seviyoruz. Skora da
çok ciddi yeteneklerimizi ve bulduğumuz az sayıdaki insanları da
kurban ediyoruz” dedi.
Türkiye’de başta milli takım olmak üzere birçok kulüpte teknik
direktörlük yapan Ersun Yanal, 33 yıl önce mezun olduğu Manisa
Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Spor Bilimleri Fakültesi’nde
düzenlenen “Dünya’da ve Türkiye’de Futbol” isimli söyleşiye
konuşmacı olarak katıldı. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen söyleşiye öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Saygı
duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından
başlayan söyleşide konuşan Ersun Yanal, mezun olduğu üniversiteye
tekrar gelmekten dolayı çok heyecanlı olduğunu vurgulayarak, “Bu
sıralardan yetişmiş ve bu ilde yaklaşık 6 yılı geçmiş birisi olarak
aranızda bulunmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Rektör beyi
ziyarete gittiğimizde, hocamızın bir sürpriz yaparak benim
diplomamı verdiğinde gerçekten çok duygulandım. Hatta ağlamaklı
oldum. 33 yıl önce mezun olduğum okulun diplomasını bugün almak
nasipmiş” dedi.
Süper Lig’de çok değerli ve iddialı takımların olduğunu belirten
Yanal, “Biz, Avrupa’nın en çok yabancı oyuncu oynatan ülkesiyiz ve
aynı zamanda yaş ortalaması en yüksek olan bir ligiz. En yaşlı lige
sahibiz ve aynı zamanda en çok yabancı oynatan bir ligiz.
Altyapıdan yetiştirdiğimiz oyuncuları oynatma konusunda çok
cimriyiz ve sonuncu sıradayız. Son oynanan Galatasaray-Beşiktaş
derbisinde bir Türk oyuncu vardı. O da Gökhan Gönül. Bu da durumu
bize çok net şekilde ortaya koyduğunu düşünüyorum” diye
konuştu.
“Kulüplerin borçları, yönetilme şekilleri maalesef durum kötü”
Süper Lig’in Avrupa’da gelirleri en yüksek ligler arasında yer
aldığını aktaran Yanal, Türk kulüplerinin mali açıdan büyük borçlar
içinde olduğunu söyledi. Yanal, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim kadar UEFA ve FIFA’da dosyası olan bir takım yoktur. Batan
bir ülkeyiz. Herkes borçlu. Şu andaki ekonomimiz allak bullak.
Kulüplerin borçları, yönetilme şekilleri maalesef durum kötü.
Amatör kulüpler dahil olmak üzere herkes borçlu. Yönetilebilecek
borçlardan bahsedilmiyor. Herkes sonucu ve rakama kilitlenmiş
durumda. Futbolda sporsever yok, skor sever var. Biz toplum olarak
skor sevmeye devam edersek sağlıklı bir toplum oluşturamayız.
‘Fanatizmi engelleyelim’, ‘polislerle coplayalım’ arkadaşlar spor
kültürü olmayan, spor adamı olmayan yerde bunu yapamazsınız. Spor
adamı olmak başka bir şeydir. Spor adamı bir maçın sonucunu ‘maç
sattı’ diye değerlendirmez. Bu çok büyük bir ithamdır. Dakika 90
hakem, bir hata yaptı. ‘Maç sattı’ Bunu hiçbir yerde duymazsınız.
Maçı satmaz kimse. Bu işler kolay değildir. Yapıldığı zaman da işte
İtalya’da olduğu gibi, bir takım şeyler olur. Maalesef bizim
ülkemizde biz spor değil skor seviyoruz. Skora da çok ciddi
yeteneklerimizi, bulduğumuz az sayıdaki insanları da kurban
ediyoruz”
“Avrupa Şampiyonası Türkiye’de yapılacak”
Spor için eğitimin çok önemli olduğunu ifade eden Yanal, “Biz
ülkede 10 bin tane kulüple bu işi halledemeyeceğiz. Kulüplerle bu
iş olmayacak. Okullara girmek zorundayız. Eğitime girmek
zorundayız. Spor, sanat ve kültürü eğitimin bir parçası haline
getirmek zorundayız. Avrupa Şampiyonası, ben inanıyorum 2024
yılında Türkiye’de yapılacak. İyi statlar yaptık, raylar döşedik,
ulaşım çok güzel. Bunu becerebiliriz. Bundan önce üniversite
oyunları yaptık. Şu an kullanılmayan birçok atıl tesisimiz var. Biz
olimpiyat da yaparız ama yaptığımız zaman birçok tesis
kullanılmayacak bir daha” diye konuştu.
Belediyelerin profesyonel takım yönetmesi
Konferansın sonunda Ersun Yanal, öğrencilerin sorularına da samimi
cevaplar verdi. Bir öğrencinin “Belediyelerin, kulüp yönetmelerini
nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Yanal,
“Kesinlikle belediyelerin sosyal belediyecilik konusunda kalmaları
ve tüm halka, altyapıya, tesislere yönelmesi gerektiğini
düşünüyorum. Profesyonel takım demek bugünkü koşullar ve şartlarda
yönetim biçimiyle sahip olmak ya da ait olduğu değerler şekliyle
farklı değerlendirilmeli. Bugün siyasi seçimlerle halkın görev
verdiği kişilerin profesyonel takımları idare etmek gibi bir
misyona soyunmaması gerektiği düşüncesindeyim” ifadelerini
kullandı.
Milli takımda yabancı antrenör değerlendirmesi
Yine bir öğrencinin milli takımda yabancı bir teknik direktörün
görev yapmasının ne kadar doğru olduğunu, yerli teknik
direktörlerine neden görev verilmediğine yönelik sorusuna cevap
veren Yanal, “Gerçekten çok becerili ve yetenekli antrenörlerimiz
var. Ülkemize yabancı hoca geldiğinde böyle sorularla karşı karşıya
hep kalıyoruz. Ben bu şekilde düşüneceğimize, böyle sorular
sorulacağına kendimizi oraya nasıl atarız onu düşünmek zorundayız.
Bu bizim eksikliğimiz. Bunu bu şekilde düşünürsek, bu benim de
eksikliğimdir nitekim daha doğru bir yol kat etmiş olacağız. Bizi
Avrupa Kupası’na, Dünya Kupası’na taşıyanlar hep yerli antrenörler.
Bunu yapabiliyoruz. Bence bunu tartışacağımıza biz kendimize
odaklanalım. Kendi yetenek ve becerilerimizi daha nasıl arttırırız
ona bakalım” dedi.
Skor sever olunduğu için bazı kesimlerin genç oyunculardan çok
tecrübeli oyunculara ağırlık verilmesi konusunda kendilerine
telkinde bulunduklarını anlatan Yanal, “Ben cesaretliyim. Genç
oyuncu oynatıyorum. Hatta olaya genç oyuncu olarak bakmıyorum.
Oraya kadar gelebildiyse benim gözümde oyuncudur. Ne olursa olsun
ben oynatırım, problem değil. Oynuyor da çocuklar. Genci, ihtiyarı
yok benim için orası bir yarıştır. Yarışta kim iyiyse o oynuyor”
şeklinde konuştu.
Söyleşinin sonunda tecrübeli Teknik Direktör Ersun Yanal’a teşekkür
plaketi ve çiçek takdim edildi.