Türkiye çapında, 2595 kişiyle yüz yüze yapılan anket
çalışmasına göre, toplumda iklim değişikliğinin yaşandığı konusunda
yüzde 86 gibi büyük oranda konsensüs var ve toplumun dörtte üçü
iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu ifade ediyor.
İklim Haber ve Konda Araştırma Şirketi iş birliği ile
gerçekleştirilen, “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı ve Enerji
Tercihleri Araştırması” raporu, kamuoyunun iklim değişikliği
konusunda ne düşündüğünü ve enerji tercihlerinin neler olduğunu
ortaya koyuyor.
Rapora göre Türkiye toplumu, muhafazakâr veya modern, çok az
farklarla küresel ısınmanın gerçek olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin
enerji konusunda tercihi ise büyük oranda güneş ve rüzgâr olarak
ortaya çıkıyor.
Araştırma çerçevesinde katılımcılara, 2017 yılında European Social
Survey (Avrupa Sosyal Anketi) tarafından 18 ülkede sorulan “İklim
değişikliği konusunda endişeli misiniz? Ne kadar endişelisiniz?”
sorusu Türkçeleştirilerek yöneltildi. Görüşülen kişilerin yüzde
25’i “çok endişeliyim”, yüzde 50’si ise “endişeliyim” yanıtını
veriyor. Bu sorudan elde edilen veriler diğer Avrupa ülkeleriyle
kıyaslandığında, Türkiye’nin bu soruya oldukça yüksek oranda
“endişeliyim” dediği ortaya çıkıyor. Türkiye toplumu,
“küresel ısınma” konusunda Avrupa’nın endişe şampiyonları
Fransa’dan (yüzde 34) ve Almanya’dan ( yüzde 44) bile çok daha
fazla endişeli.
Araştırma kapsamında katılımcılara yöneltilen ilk soru ise “Küresel
ısınmanın yaşandığını düşünüyor musunuz?” oldu. Katılımcıların
yüzde 86.8’i bu soruya evet yanıtı verirken, yüzde 10’u hayır
yanıtını veriyor. Yüzde 3.2’lik kesim ise soruya yanıt vermemeyi
tercih ediyor. Burada iklim değişikliği konusunda Türkiye’de önemli
bir konsensüs olduğuna dikkat geçmek gerekiyor: Birçok konuda
ayrışma ve bölünme yaşanan bir toplumda, siyasi tercihler, ekonomik
durum ve sosyal konum fark etmeksizin, “her 10 kişiden en az 8’i
iklim değişikliği yaşanıyor” diyor.
Bilimsel araştırmalar; iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarını
ve meteorolojik afetleri artırmaya başladığını ortaya koyuyor, son
yıllarda Türkiye’de sel ve benzeri afet olaylarının hem etkisinde
hem sıklığında artış olduğunu gösteriyor.
Araştırma çerçevesinde “Türkiye’de sel, fırtına, aşırı sıcaklık,
kuraklık gibi düzensiz hava olaylarının arttığı mı yoksa azaldığı
mı” sorusuna, katılımcıların yüzde 76.3’ü “arttı” diye yanıt
verirken, sadece yüzde 6.5’lik bir kesim “azaldı” diye yanıt
veriyor.
İklim değişikliğine neden olan fosil yakıtların en çok kullanıldığı
sektörlerin başında elektrik üretimi geliyor. Enerji santralları,
Türkiye’de de son yıllarda gündeme en çok gelen konuların başında.
Çalışma çerçevesinde, kamuoyunun bu konuda da ne düşündüğünü
öğrenmek amacıyla sorular yöneltildi. Sorulara verilen yanıtlar,
Türkiye’nin tercihinin açık ara güneş ve rüzgâr olduğunu gözler
önüne seriyor.
“Farz edelim ki yaşadığınız yerin yanında bir enerji santralı
yapılacak, hangi iki santralı öncelikli olarak tercih edersiniz?”
sorusuna verilen yanıtlarda güneş enerjisi yüzde 70.5 ile ilk
sırada yer alırken, rüzgâr enerjisi ise yüzde 52.8 ile ikinci
sırada yer alıyor.
Aynı soru en çok karşı çıkacakları enerji santralları hangileri
olarak değiştirip sorulduğunda ise nükleer yüzde 68.2 ile ilk
sıraya yerleşirken, kömür yüzde 53.1 ile ikinci sırada bulunuyor.
Güneş ve rüzgâr enerjisine karşı olanlar ise yok denecek kadar az.
(Sırasıyla yüzde 1.6 ve yüzde 2.1).
Anket çerçevesinde European Social Survey kapsamında yöneltilen
başka bir sorudan daha yararlanıldı ve katılımcılara “Sizce iklim
değişikliğini azaltmak için yeterli sayıda ülke hükümetinin
harekete geçme ihtimali ne kadar var?” sorusuna yanıt vermeleri
istendi.
Sonuçlar, Türkiye’de yaşayanların iklim değişikliğine karşı verilen
küresel mücadelede hükümetlerin yeterli çabayı göstermediği ve
göstermeyeceklerini düşündüğünü ortaya çıkarıyor. Toplumun dörtte
biri iklim konusunda gerekli önlemlerin alınacağına hiç ihtimal
vermiyor. Neredeyse her iki kişiden biri, bu konuda ülkelerin
harekete geçeceğine, gereğini yapacağına inanmıyor.
Bu sorudan yola çıkarak benzer bir soru Türkiye hükümeti özelinde
soruldu. Sonuçlar politik parti tercihlerine, hayat tarzı ve
ekonomik durumlarından bağımsız olarak, iklim değişikliği konusunda
Türkiye’nin de yeterli çabayı göstermeyeceğine inanıldığını ortaya
koyuyor.
Toplumun dörtte biri ülkemizde de iklim konusunda gerekli
önlemlerin alınacağına hiç ihtimal vermiyor. Neredeyse her iki
kişiden biri de, bu konuda Türkiye’nin harekete geçeceğine,
gereğini yapacağına ya hiç ihtimal vermiyor ya da çok düşük bir
ihtimal olduğunu ifade ediyor.