Yılmaz Özdil, Sözcü'de "Osmanlı’yla Cumhuriyet’in kucaklaştığı
an" başlığıyla
yayımlanan yazısında "Gelenekle geleceğin, Osmanlı'yla
Cumhuriyet'in
kolkola yürüdüğü, muhteşem bir buluşmaydı." diye
niteledi.
Özdil buluşmanın nasıl gerçekleştiğini anlatarak "Nişantaşı'da
buluştuk. Başkan'a vermek üzere çok zarif bir çiçek yaptırmıştı.
Saraçhane'ye doğru yola
çıktık. ‘İlk kez tanışacağız ama aslında kendisini sanki çok
yakından tanıyor gibiyim, samimiyeti ve sıcacık gülümsemesi bende
böyle bir his uyandırıyor’ dedi. Sanki yıllardır hayatımızda gibi
değil mi? ‘Hakikaten çok enteresan, sadece gazetelerde gördüğüm
halde eşini, hatta çocuklarını bile kendime çok yakın hissediyorum’
dedi. Büyükşehir belediyesine geldik." diye yazdı.
2. Abdülhamid’in torunu şehzade Ertuğrul Osman'ın eşi Prenses
Zeynep
Osman, İstanbul seçimlerini Ekrem İmamoğlu'nun kazanması için
adak
adadığını söyledi.
Eliniz ayağınız tutmayacak durumda olsanız bile gidin, muhakkak oy verin
Zeynep Osman'ın İmamoğlu'nun kazanması için yaptığı adak adadığını söyleyen Özdil, yazısında Abdülhamit'in gelinin şu sözlerine yer verdi:
"’Adak adadım’ dedi. ‘Ekrem İmamoğlu'nun kazanması için
adak adadım'
Arkadaşlarımı akrabalarımı New York'tan telefonla araya araya
adeta
bunalttım, hasta olsanız bile, eliniz ayağınız tutmayacak durumda
olsanız
bile gidin, muhakkak oy verin dedim, seçim günü gene tek tek
aradım,
kazanması için dualar ettim."
Özdil, buluşmadaki detayları şöyle paylaştı:
"Size sarılabilir miyim hanımefendi?"
Ekrem başkan o her zamanki tevazusuyla kapıda karşıladı.
Merhabadan bile
önce, kollarını iki yana kocaman açarak ‘size sarılabilir miyim
hanımefendi?’
dedi. Prenses de aynı sıcacık coşkuyla, ‘e onun için geldim zaten’
dedi.
"Asıl siz hoş geldiniz"
Oturduk. Başkan ‘hoş geldiniz’ dedi. Prenses Zeynep Osman ‘asıl
siz hoş
geldiniz’ dedi! ’Asıl siz hoş geldiniz… Çok istedik sizin
gelmenizi, çok bekledik
sizin gelmenizi, adak adadım sizin kazanmanız için, artık
memleketin
kesinlikle mantalite değişikliğine ihtiyacı vardı, zihniyet
değişikliği şarttı, siz
işte bunu getirdiniz, ümidimiz oldunuz, hoş geldiniz’ dedi.
"Şikayetlerini dile getirdi"
Sohbet ettik… İstanbul'a dair gözlemlerini anlattı Prenses.
Şikayetlerini dile
getirdi. Öneriler getirdi. Sorular sordu. Ekrem İmamoğlu, vatandaşı
can
kulağıyla dinleyen Atatürk tablosunu çalışma odasına boşuna
asmamış,
hakikaten can kulağıyla dinledi. Tek tek yanıt verdi.
Zeynep Osman'a hediye
Sohbet güzel… Ama, tadında bırakmak lazım. Kalkmak için hamle
yaptık. ‘Bir
saniye lütfen’ dedi başkan. Bir tablo getirtti. Minyatür tekniğiyle
hazırlanmış.
Ayasofya… Günün hatırası olarak Zeynep Osman'a hediye etti. Yine
kol kola
girdiler. Kapıda karşıladığı gibi, yine kapıya kadar uğurladı
başkan.
İmamoğlu'na övgü
Sarılarak ayrılırken, sanırım hepimizin düşüncelerine tercüman
olarak, tane
tane şunları söyledi Prenses Zeynep Osman… Sizin gibi genç,
dinamik,
vatanını seven, ömrünü bu hususta vakfetmeyi göze almış,
başaracağından
emin, aklı selim sahibi, İstanbul gibi karmaşık ve zor bir şehrin
mesuliyetini
yüklenmiş, Atatürk ilkelerini benimsemiş bir başkanla tanışmak,
beni
fazlasıyla memnun etti, yolunuz açık olsun, Allah'tan size yardımcı
olmasını
bütün kalbimle temenni ederim.