Ahmet Hakan, bugünkü "Ölmek istemiyorum! Anne lütfen ölme!" başlıklı yazısında, şu ifadeleri kullandı:
Eski eşi tarafından boğazı kesilen kadın, kanlar içinde haykırdı:
Ölmek istemiyorum!
10 yaşındaki çocuğu, kanlar içindeki annesine sarılıp haykırdı:
Anne lütfen ölme!
*
Sonuç? Kadın öldü... Çocuk ölümden beterini yaşadı...
*
Olayın o dayanılmaz görüntülerine rastgelip de izlediğim andan itibaren...
Şu beş şeyi yapıyorum:
*
BİR: Yumruklarımı sıkarak ve ağzımı doldurarak bildiğim bilmediğim bütün küfürleri birbiri ardına sıralıyorum ama yine de yüreğim bir türlü soğumuyor.
*
İKİ: Yanımda yöremde “Asın bu şerefsizi!” diye bağıranlara, “Ama idam çözüm değildir ki kardeş” tarzı hümanist çıkışlar yapanlara ters bakışlar fırlatıyorum.
*
ÜÇ: Son günlerde “Kadınlara çok hak tanındı abi... Kadınlar iyice şımardı abi... Asıl erkekler eziliyor abi...” diye bik bik ötenleri, bir kaşık suda boğmak istiyorum.
*
DÖRT: 10 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde eski karısının boğazını kesen şerefsizin, “Ölmek istemiyorum” diye yalvardığı günleri görmek için dua ediyorum.
*
BEŞ: Boğazı kesilen anneyle değil de boğaz kesen şerefsizle empati kurmaya kalkışanlara, “Sen empati kurma kereste!” diyorum, başka da bir şey demiyorum.