Star yazarı Ahmet Kekeç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Kekeç yazısında Gül'ü, DEAŞ'ın Ankara'da gerçekleştirdiği katliam sonrası 'dava arkadaşlarım' dediği Başkan Erdoğan ve Davutoğlu'nu aramayıp Selahattin Demirtaş'ı aramasını eleştirdi.
Ahmet Kekeç yazısında, 'Dava arkadaşlarını sürekli yalnız bıraktı. Bir gün, “Abdullah Gül nasıl bir adamdı?” sorusuyla karşılaşırsanız, bu örneği verebilirsiniz' dedi.
Bu telefon görüşmesini Demirtaş faş etmese kamuoyunun Gül'ün taziye telefonundan haberdar olmayacağını yazan Ahmet Kekeç "Belli ki Demirtaş “başkalarına” nispet olsun diye bu bilgiyi servise koyuyor ve kendisini aramayan iki siyasi hakkında algı oluşturmaya çalışıyor. Herhalde şunu demek istiyor: “Gül taziye için aradı, Allah razı olsun... Ama Erdoğan'la Davutoğlu aramadı...”" ifadelerini kullandı.
Ahmet Kekeç'in yazısından bir bölüm:
Hatırlar mısınız, bilmem? DEAŞ'ın gerçekleştirdiği meşum ve menfur Ankara katliamından sonra ülkemizi ziyaret eden Merkel taziyelerini “vicahen” sunmuş, yalandan da olsa teröre karşı savaşta Türkiye'nin yanında olduklarını söylemişti
Esasında “de” bağlacını kullanmalıydım. “Merkel de...” demeliydim...
Daha önce başkaları (başka liderler) aramıştı çünkü. Hollande'ından Obama'sına, birçok isim... Cumhurbaşkanı Erdoğan'la dönemin Başbakanını arayıp taziyelerini sunmuşlardı.
Hayır, Demirtaş'ı aramak kimsenin aklına gelmemişti.
Böyle bir usul yoktu.
Saldırı (hangi siyasal inanıştan insanlar zarar görmüş olursa olsun), doğrudan Türkiye'ye ve Türkiye'nin istikrarına yönelikti. Taziye için muhatap da, doğrudan (ve doğal olarak) Erdoğan’dı.
Nitekim öyle oldu.
Saldırıda hayatını kaybedenler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşları olduğu için, dünya liderleri doğrudan (ve doğal olarak) Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yöneticilerini aradılar.
Bir kişi istisna:
Bir önceki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül...
Hani, “Siz içeriye çeki düzen vermezseniz, darbe ve dış müdahale kaçınılmaz hale gelir” diyen ve “dava arkadaşlarını” darbeyle korkutan Gül...
Gül “dava arkadaşlarım” dediği Erdoğan'la Davutoğlu'nu aramadı. Selahattin Demirtaş'ı aradı. Üzüntülerini bildirdi. Taziyelerini sundu. Karşılığında da okkalı bir “Allah razı olsun” aldı.
Gül'ün tutumuna geçmeden önce, Demirtaş'ın “gösterme” (faş etme) çabası hakkında birkaç kelam etmek istiyorum. Çünkü Gül tarafından arandığı bilgisi (ya da ihbarı) Demirtaş'a aitti. Yani, Demirtaş faş etmeseydi, kamuoyu Gül'ün taziye telefonundan haberdar olmayacaktı.