Kekeç, yazısında Barış Pınarı harekâtının başladığı günlerde sessiz kalmayı tercih edip sosyal medyadaki tepkiler üzerine Barış Pınarı harekatına dair açıklamalar yapan Ahmet Davutoğlu'nun Trump’ın skandal mektubunu aşırı ciddiye aldığını ve birdenbire Erdoğan’sever kesildiğini yazdı.
Kekeç, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsında Türk milleti ve devleti rencide edilmiştir. Özür dilenmediği takdirde yarın yapılması gereken görüşmeler ve ABD ziyareti acilen iptal edilmelidir” diyen Davutoğlu'nun "Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz'un “Bizim muhatabımız Erdoğan değil, Davutoğlu'dur... Bizim bağıran çağıran bir adamla işimiz olmaz” beyanı karşısında sustuğunu hatırlattı.
Davutoğlu'nun o dönemde "Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsında Türk milleti ve devleti rencide edilmiştir... Schulz’un bu açıklaması münasebetsizliktir. Alçakçadır. Yüzkarasıdır.” şeklinde bir açıklama yapmadığını vurgulayan Kekeç, Davutoğlu'nun Türk milleti ve devletinin onurunu düşünmediğini yazdı.
Ahmet Kekeç'in yazısının ilgili bölümü:
Önce Sayın Davutoğlu’nun tepki tweetine bakalım...
Barış Pınarı harekâtının başladığı günlerde “suskunları” oynayan, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine içinde “kahraman ordumuz” geçen açıklamalar yapan Davutoğlu, nedense (neden acaba?), Trump’ın skandal mektubunu aşırı ciddiye aldı ve birdenbire Erdoğan’sever kesildi.
Bütün dünyanın (bu arada Amerika’daki habercilerin bile) alayla karşıladıkları mektuba Davutoğlu’nun tepkisi şöyleydi: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsında Türk milleti ve devleti rencide edilmiştir. Özür dilenmediği takdirde yarın yapılması gereken görüşmeler ve ABD ziyareti acilen iptal edilmelidir.”
Buradaki “Türkçe hassasiyeti”, bilmem kaç devasa “bilimsel eser” yazmış Davutoğlu marifetidir.
Keşke “acilen” yerine, “derhal” ifadesini kullansaydı...
Neyse...
Davutoğlu’nun tepkisi bununla sınırlı kalmadı.
Coştu...
Daha doğrusu, skandal mektupla ilgili soru gelince, coştukça coştu...
Mesela bir gazetecinin (Yeni Çağ gazetesi yazarının) sorusu üzerine şunları söyledi: “Alçakçadır, yüzkarasıdır. Devletin arşivinde misli ile verilecek yanıtla yer almalı ve Amerika'ya kesinlikle geri çektirilmelidir. Trump'ın iki çocuk benzetmesini okuyunca tüylerim diken diken oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle eş tutulamaz. Biz onuru ile yaşayan bir milletiz.”
Ne güzel, değil mi?