AK Parti milletvekili ve Star gazetesi yazarı Mehmet Metiner, "İçin yanıyorsa niye 'Evet' diyorsun?" başlığıyla yayınlanan yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Barış Pınarı Harekatı' açıklamalarına tepki gösterdi.
Metiner, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği 'Esad yönetimini devirmek için teröristlere silah verdin' suçlamasını hatırlatarak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan hangi terörist gruplara silah yardımında bulundu? FETÖ’nün MİT tırları operasyonuyla gündeme taşıdığı bu iddiaları Esed de PKK da dile getirmişti" ifadelerini kullandı.
"Bu arada elinde olduğunu iddia ettiğin 'AK Partili bylokçu vekiller listesini' de paylaşmanı bekliyoruz." diyen Metiner, yazısından bir bölüm şöyle:
Kılıçdaroğlu CHP’si çok ilginç bir parti.
Bir yanda Esed rejimini ve Suriye PKK’sını (PYD/YPG’yi) destekliyor, öbür yanda tezkere için “evet” deme mecburiyetinde kalıyor. Mecburen dediği “evet” için de “İçimiz yana yana!” deme gereği duyuyor. İçerde müttefiki olan HDP ile apaçık tersleşiyor. Kılıçdaroğlu’nun “İçimiz yana yana evet diyeceğiz!” lafına HDP “Gönül rahatlığı içinde hayır diyeceğiz!” yanıtını veriyor. Peki kim ilkeli? Bence CHP değil!
PKK’nın partisi olan HDP’nin PKK’ya yönelik bir operasyona karşı çıkması, varlık nedenidir. Kılıçdaroğlu CHP’sinin “İstemeyerek evet diyoruz!” açıklaması ise düpedüz ilkesizliktir. Madem içiniz yanıyor niye onay veriyorsunuz demezler mi? Madem “evet” diyeceksiniz peki bu bir tür özür anlamına gelen açıklama neyin nesidir? Kılıçdaroğlu işbu açıklamasıyla müttefiki olduğu HDP canibinden “özür” diliyor. Bir başka deyişle, mecburiyet tahtında verdikleri onay için “anlayış” bekliyor. Seçim ittifakları sürecinde de HDP’den aynı anlayışı beklemişti.
Resmiyette HDP ile gerçekleştirilecek bir ittifakta İYİ Parti’nin yer almayacağı bilindiği için HDP’den bu anlayış istenmişti. HDP ise CHP’yi anlayışla karşılayıp ittifakın gayrı resmi ortağı olmayı kabul etmişti. Göreceksiniz CHP mecbur kaldığı için verdiği “evet”in içini pratikte ve gerçekte askeri operasyon başladığında rahatsız edici bir “hayır”a dönüştürecektir. Kılıçdaroğlu’nun aynı gün grup toplantısında operasyon öncesinde Cumhurbaşkanına sorduğu aslında cevapları suçlayıcı bir dille içinde saklı olan sorular bu siyasetinin somut bir göstergesi niteliğindeydi.
O sorular dikkatlice incelendiğinde görülecektir ki Kılıçdaroğlu’nun Esed’in, FETÖ’nün ve PKK’nın ağzıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerine boca ettiği suçlamalar şu iki noktada toplanmaktadır: