AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, CHP'nin yerel seçim için
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'i aday
göstermesiyle başlayan tartışmaları değerlendirdi. Bostancı,
"Neden, başka adaylar değil de Tunç Soyer tartışılıyor? Tunç
Soyer'in babası Nurettin Soyer, 12 Eylül döneminin ünlü savcısı.
Mamak Cezaevi'nde 'C-5' isimli işkencehaneyi yöneten kişidir.
Sanıkların sorgulanması sırasında işkence uygulamalarına vaziyet
ediyor, nezaret ediyor. Dolayısıyla toplumun kolektif bilincinde
derin bir çatlak oluşturmuştur" dedi.
AK Parti Grup Başkanı Bostancı, DHA muhabirinin gündeme ilişkin
sorularını yanıtladı. Sivas'ta, partisinin belediye başkan adayı
Hilmi Bilgin'e oy isterken, "İnanıyorum ki Hilmi Bey'e
vereceğiniz destek, yarın ruz-i mahşerde, yine sizin berat
belgelerinizden biri olacağını düşünüyorum" diyen AK Parti Sivas
Milletvekili İsmet Yılmaz'ın sözlerini değerlendiren Bostancı,
şunları kaydetti:
"İsmet beyin o değerlendirmesini ben de izledim. Daha sonra kendisi
de açıklama yaptı. Bizim AK Parti olarak kurumsal yaklaşımımız,
değerlere ve kurallara ilişkin uygun bir siyaset yapmaktır.
Seçmenin tercihi üzerine tabiri caizse bir vesayet kurmak, 'Şu
şekilde tercih ederseniz bu mutlak surette doğru olur' tarzında bir
bakıma dinle de irtibatlandırarak, değerlendirmek doğru
değildir. İsmet bey de yapmış olduğu açıklamada, bizim bu
değerlere ve kurallara uygun çerçevede, tercihe şayan olduğumuzu
beyan etmek için bu ifadeyi kullandığını beyan etmiştir. Sayın
Yılmaz'ın kişisel ifadeleridir. Bunu belirtmek isterim. Partinin
kolektif yaklaşımı, ortak anlayışı değildir. Bizim görevimiz ve
yaklaşımımız halkın oylarına elbette talip olmaktır; ama halkımız
kime oy vereceğini kendisi takdir eder. Bu konuda herhangi bir
kutsalla bağlantılı değerlendirme yapmak doğru olmaz."
'C-5 İŞKENCEHANEYİ YÖNETEN KİŞİDİR'
AK Parti'li Bostancı, CHP tarafından 31 Mart yerel seçimi
için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Tunç Soyer'in
aday gösterilmesiyle başlayan tartışmalarla ilgili de konuştu.
Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer'in, 12 Eylül döneminde
bulunduğu pozisyonu yanlış kullandığını kaydeden Bostancı,
şöyle konuştu:
"Nurettin Soyer, 5 savcının başında olan albay. Nurettin
Soyer'in iki önemli özelliği var, ortaya
çıkan. Birincisi, milliyetçilere karşı adeta devlet adına
değil; sanki şahsi bir meselesiymiş gibi kendi anlayışına göre bir
mücadele sürdürmesi. Bakın, 'şahsi mesele' diyorum. İkincisi
ise bu çerçevede yargılamayı hukukun çok dışına çıkarak,
500 kişilik davada, 220 civarında bir idam
istemişti. Toplumsal algıya dönüştürmek, 'Burada çok önemli
işler yapıldı' duygusunu uyandırmak, bir tür yargı marifetiyle
toplumda tabiri caizse MHP, milliyetçilik aleyhine bir
atmosfer kurmak için bulunduğu makamı kullanmış birisidir. Ama
bir özelliği daha vardır. Mamak Cezaevi'nde 'C-5' isimli
işkencehaneyi yöneten kişidir. Düşünün sanıkların
sorgulanması sırasında işkence uygulamalarına vaziyet ediyor,
nezaret ediyor. Dolayısıyla bu iki özellik toplumun kolektif
bilincinde derin bir çatlak oluşturmuştur."
'TUNÇ SOYER'İN ÜZERİNE GELEN TARİHSEL MİRAS'
Babalar ve çocukların birbirlerinin eylemlerinden sorumlu
olmadığını belirten AK Parti Grup Başkanı Bostancı, "Bugün
Tunç Soyer'in karşılaştığı o spekülatif durum ve Soyer ismi
üzerinden Tunç Soyer'in üzerine gelen o tarihsel miras ve
ağırlık bu çerçevede teşekkül ediyor. Babalar ve çocuklar
birbirlerinin eylemlerinden sorumlu değiller. Nurettin Soyer'in
yaptıklarından dolayı Tunç Soyer'i ayrıca değerlendirmek
ve buradan bir devamlılık çıkarmak şüphesiz doğru bir yaklaşım
olmaz. Ama eğer böyle bir tarihsel mirasın altındaysanız bu
gölgenin altında yetişmiş böyle bir mirasın sahibi
olan kişinin oğluysanız bu konuya ilişkin ne düşündüğünüz
ve şimdiye kadar siyasetin içinde bir bireyseniz. Ne yaptığınız
kamuoyunun dikkatini çeker. Tunç Soyer, aynı zamanda bir siyasetçi.
Geçmiş dönemlerde de çok çeşitli yerlerde görev yaptı" dedi.