Akit yazarı Dilipak'tan sert eleştiri: İçimizden birileri ABD ile kol kola!

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugün " Suali mukadderlere cevap" başlığıyla yayınlanan yazısında "İçimizden birileri ABD ile kol kola" ifadesini kullandı ve "Bölgedeki varlığını krize borçlu olan bir ülkenin başı ile ne konuşacağız?" sözleriyle tepki gösterdi.

Yeni Akit gazetesi yazarlarından Abdurrahman Dilipak, kaleme aldığı yeni yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılması planlanan görüşmeyi eleştirdi.

ABD'nin 'ilkesiz' olduğunu ve 'çıkarlarına göre hareket ettiğini' vurgulayan Dilipak, "Trump’ın ipiyle kuyuya inilmez. ABD’ye güven olmaz. Tuzak kurar. İçimizden birileri ABD ile kol kola. Bunu bilelim ve ona göre hareket edelim." ifadelerini kullandı.

"ABD ikili oynar. İlkesi yok çıkarı var. Vefası da yok." diyen Dilipak,  "Siyaset güven müessesesi değildir. Denetim yoksa bütün ihtimaller hesaplanmamışsa, her şey yolunda gidermiş gibi gözükürken, bir an gelir gol yersiniz." diye yazdı.

"Sahi Trump ile teröre karşı ne konuşacağız"

"Bölgedeki varlığını krize borçlu olan bir ülkenin başı ile ne konuşacağız?" diye soran Dilipak, yazısında şunlara değindi:

Sahi Trump ile teröre karşı ne konuşacağız. Krizden beslenen, bölgedeki varlığını krize borçlu olan, bunun için terör örgütlerini örgütleyen, eğiten, donatan bir ülkenin başı ile ne konuşacağız. PKK, PYD’ye arka çıkanlar FETÖ’ye, BÇG’ye arka çıkan, onları örgütleyen, destekleyen güç değil mi! Teröre karşı bu kadar sert tepkiler verirken bu terör baronları ile en yüksek seviyede görüşmenin mantığı ne! Bu sorunun bugüne kadar büyüyerek devam etmesinin asıl sebebi bu değil mi! 'Dostlar alışverişte görsün' kabilinden bir iş olarak anlaşılacak yaklaşımlar toplumda umutsuzluktan öte ciddi bir güven krizine sebeb olabilir. Toplum söz değil icraat görmek istiyor. Sözlerin büyüklüğü ile işe yansıyan boyutu arasındaki fark kadar umutsuzluk üretilir. Bu da siyasette giderek artan bir güven krizine sebeb olur."

İşte Abdurrahman Dilipak'ın çok konuşulucak ifadeleri:

İnsanların kafasında şöyle bir soru var: Urfa’da kurulan ortak karargâhın gayesi neydi, niçin başarısız oldu? Mesela, herkes biliyor ki, ABD askeri tesislerindeki binlerce TIR silah, mühimmat ve destek malzemesinden en azından bir bölümü teröristlerin elinde. ABD bu teröristleri eğitip donatıyor. ABD geri çekilirken, herhalde ABD kontrolündeki PYD’liler de orada durmuyorlar. ABD hem bu operasyona destek vermiyor, karşı çıkıyor, hem de Türkiye’ye engel olmuyor. PYD ve SDG’yi desteklemekten de vazgeçmiyor.

13 Kasım’da Trump’la Erdoğan ABD’de görüşecek. Neden 13 Kasım!. Neden daha erken değil. Ya da ABD’den bu abuk-sabuk açıklamalar gelirken ne konuşulacak. Neden daha alt seviyede teknik uzmanlar 3. bir ülkede görüşmüyor? O gün İstanbul’un ilk işgâlinin 101’inci yıldönümü imiş. 10 Kasım’dan 3 gün sonra. 

30 Ekim’de Cenevre’de Suriye Anayasa Komitesi’nin toplantısı var. Bu toplantıya ABD PKK/YPG’lilerin de katılmasını istiyor. Ama Türkiye itiraz ederse ABD, SDG etiketi ile yine o çevreden birilerini masaya oturtmak isterse ne olacak.

Türkiye bu operasyon konusunda AB, ABD, Arap Birliği karşısında yalnız. Belki batılıların çifte standardını, ikiyüzlülüğünü anlamak için önümüzde tarihi bir fırsat var. Yani bizim bu operasyonu, “Fırat’ın doğusu”nun dışına taşımamız gerekiyor. Uluslararası camiada kendimizi anlatmak için bu durum bize önemli bir fırsat sunuyor. Eğer bu fırsatı iyi değerlendiremez isek işimiz zor.

Abdurrahman Dilipak 'ın yazısının tamamı içi tıklayınız...