Yakışıklı yazısında eski Başbakan Ahmet Davutoğu'nun "Ak Parti neferi olarak çalışmaya, mücadele etmeye devam edeceğim" dediğini hatırlatarak "Parti kurmak haktır; ama “dava arkadaşınız” dünyaya seslenip “topunuz gelin” diyerek savaşırken siz adeta bir yeni cephe açmış olmuyor musunuz?" dedi.
Yeni Akit yazarının kullandığı ifadeler şöyle:
Yaşanan süreç sonrası Başbakanlık’tan ayrıldı. İstifa etmesine ve onca “iyi-kötü” tartışmalara rağmen halk Erdoğan’ı her zamanki gibi sevip desteklemeye; Davutoğlu’nu da sevip saymaya devam etti.
Ayrılırken şöyle diyordu Ahmet Davutoğlu:
“Cumhurbaşkanımızla ilgili vefam hayatım boyunca sürecek, bunu tartışmam. Ak Parti neferi olarak çalışmaya, mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğim. Gönül coğrafyamızın kaderi Ak Parti’nin kaderidir. Kim ki partimizde gedik açmaya, kim ki bu yaşananlardan dolayı partimizden ayrılmaya çalışırsa karşısında ilk ben duracağım.”
Bu sözler karşısında insanlar; “Bravo, gitmesine rağmen Reis’i tabir-i caizse satmadı” dediler. Evet, aynen böyle dediler.
Ama şimdi işin rengi değişiyor. İnsanlar yeni parti için; “yeni atılım” demiyorlar. Tam tersine; “Ak Parti’de makam sahibi olamayınca kendi makamlarını inşa ediyorlar” görüşü ağır basıyor. Bunu size “illa karşı olmak” için yazmıyorum. Durum bu, konuşulan bu!
Toplum şunu ekliyor: “Şayet Davutoğlu çizgisini korusaydı Erdoğan sonrası ülkenin lider adayıydı. Ancak Erdoğan varken parti kurmak işe nefs girdiğini gösterir.”
Davutoğlu sanki acele etti. Bizler bugün dahi konuştuğu pek çok konuyu dikkatli dinliyoruz. Kendisi “yabancımız” değil ki! Ama “parti mevzusu” başka kapılara açılıyor.