Binali Yıldırım, PESİAD'IN düzenlendiği iftar programına katılarak açıklamalarda bulundu.
Binali Yıldırım, Pendik Sanayi ve İş Adamları Derneği(PESİAD)'ın düzenlediği iftar yemeğine katıldı. İftar öncesi konuşan Yıldırım, "Bir seçim geride bıraktık. 31 Mart'ta seçim oldu. Türkiye'nin her tarafında belediye başkanları, il genel meclis üyeleri, muhtarlar seçildi. Seçimler bitti ama İstanbul seçimi uzun sürede gündemde kaldı. İstanbul seçimlerinde maalesef sandık ve sonrasında bazı usulsüzlükler, düzensizlikler, hatalar, yanlışlıklar oldu. Bununla ilgili partimiz, ilçe, il, Yüksek Seçim Kurulu'nda hukuk mücadelemizi verdik." Dedi.
“Biz devlet adabı görmüş insanız"
Seçimde yaşanan usulsüzlükler nedeniyle asıl kendilerinin mağdur
olduklarını söyleyen Yıldırım, "Bugün biz mağdur olduk diyenler
esasında gerçeği söylemiyor. Gerçekte mağdur olan benim. Çok açık
konuşuyorum. Biz gürültü, patırtı yapmadık. Biz devlet adabı görmüş
insanız. Bir konu hukuka intikal ettiyse onun sonucunu sessizce
beklemek gerekir. Bizim suskunluğumuzu maalesef farklı bir
şekilde yorumlayanlar oldu. Neden mağduriyet oldu? Size söyleyeyim.
Eğer bir mağduriyet olmasaydı, açılan, iptal oyların sayılması,
benim oyların başka bir adaya kaydırılarak yazılması ve bu gibi
konularda sadece oyların yüzde onu sayıldı, aradaki fark yarıdan
aşağıya indi. Soruyorum size, birbirine yakın oy almış iki adamız,
eğer iptal olduysa, yanlışlık yapıldıysa ikisine de aynı olması
lazım. Çünkü aradaki oy farkı binde bir buçuk. Binde bir buçuk oy.
850 bin oy sayıldı. Benim oylarımda artma var, onunkinde azalma
var. Kim mağdur? 29 bin oydan 13 bin 729 oya düştü. Ne kadar
sayıldı? 850 bin sayıldı. Bu da toplam oy verenlerin yüzde 10'u
demektir. Biz ısrarla dedik ki, bu oylar yeninden sayılsın. Burada
çok büyük hatalar, büyük düzensizlikler, hileler var, oy hırsızlığı
var." Şeklinde konuştu.
"Eğer o oyların tamamı sayılsaydı, en az 60 bin oy
farkla biz sandıktan birinci çıkacaktık"
YSK'ya yapılan itirazlara değinen Yıldırım şunları söyledi:
"Maalesef bu talebimiz kabul edilmedi. CHP buna itiraz etti ve YSK
reddetti. Şunu adım gibi biliyorum, eğer o oyların tamamı
sayılsaydı, en az 60 bin oy farkla biz sandıktan birinci
çıkacaktık. Bunun hesabı belli. Yüzde 10'unda 16 bin oy eksildiyse,
yüzde 90'ında ne kadar oy eksilecek onun hesabını siz iş adamı
olarak kolayca yapabilirsiniz. Bütün bunlar sandık kurullarının,
başkanlarının yanlış, kanunlara uymayan şekilde teşkili. Sadece 123
tane imzasız boş seçim sayım sonuç tutanağı var. İmzalanmamış veya
bomboş ama oylar işlenmiş. Neye göre işlenmiş? Bunları da
topladığınız zaman 42 bin oy ediyor. Neresinden bakarsanız bakın oy
hırsızlığı açık ve seçik bir şekilde yapıldı. Bu hırsızlık YSK'da
görüldü ve iptal edildi. Esasında YSK'ya yükleniyorlar. 'Efendim
hukuk yok. YSK gasp etti, seçimi elimizden aldı' Ben de soruyorum
Pendiklilere, siz de oy verdiniz. Ankara'da seçim oldu kazandınız,
hukuk var. Antalya'da seçim oldu kazandınız, hukuk var. Mersin'de
seçim oldu kazandınız, hukuk var. Adana'da kazandınız, hukuk var.
İstanbul'da hileniz, oy hırsızlığınız ortaya çıktı, 'Hukuk yok'
diye bas bas bağırıyorsunuz. Bu reva mıdır?"
"Bizi mağdur eden de Seçim Kurulu'dur"
Binali Yıldırım, "Seçim Kurulu yaptığı yanlış işlerle bizi de
mağdur etti. Bizi mağdur eden de Seçim Kurulu'dur. Görevlendirilen,
şartları tutmayan insanların yaptığı iş ve işlemler yüzünden biz de
mağduriyet yaşadık. Ama biz YSK üyelerine çete demedik. YSK
üyelerine ağzımıza gelen hakareti yapmadık. Neden seçim kurulu bizi
mağdur etti? Çünkü YSK'da hatasını kabul etti ve bütün bu
işlemleri, kanunsuz işlemleri, şaibeleri yapanlar hakkında
soruşturma başlattı. Eğer onlar işini düzgün yapmış olsa böyle bir
soruşturma başlar mıydı? Hem suçlu hem de güçlü havasında
dolanıyorlar. Derler ya yavuz hırsız ev sahibini susturur.
Bunlarınki de bu hesap. Konuşmadık konuşmadık,
ağırbaşlılığımızdan sonucu bekledik diye iyice meydanı boş
buldular. Kusura bakmasınlar. 31 Mart'ta sizlerin oylarını gasp
edenlere, 23 Haziran'da hesabını soracağız. Bunun da arkasında
olacağız." ifadelerini kullandı.
“Makam mevki delisi bir insan olmadım"
Siyasette her makamı gördüğünü ve hak etmediği bir makam peşinde
olmayacağını vurgulayan Yıldırım, "Hayatım boyunca hak etmediğim
bir işin peşinde olmadım. Milletim destek oldu. Bana çok büyük
yetkiler verdiniz. Milletvekili, Başbakan, Meclis Başkanı yaptınız.
Bu makamları İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan daha da ağır
sorumluluklar verdiniz. Burada da hep milletimin, vatandaşlarımızın
arzu ettiği, onların beklediği görevleri yaptım. Makam mevki delisi
bir insan olmadım. En büyük makamın insanların gönlündeki makam
olduğuna inanırım. Bugün de halen buna inanıyorum. Marmaray'ı,
Avrasya'yı yaparken, Osmangazi Köprüsü'nü yaparken, hızlı treni
yaparken, yolları, tünelleri, havalimanlarını yaparken hep
kafamdaki düşünce halka hizmet hakka hizmet olmuştur. Bu inançla
çalıştım, gayret ettim. Bundan sonra da aynı anlayışla, titizlikle
milletim bana ne yetki verirse, ne görev verirse onu yapmaya gayret
edeceğim. Bu seçimler vesilesi ile gördük ki, çok dostumuz var.
Dünyanın her tarafından, aynen Gezi kalkışması gibi maalesef
üzerimize geliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu millet her türlü
oyunu bozmasını bilmiştir. Ülkesi için, milleti için birliğini
beraberliğini daha da güçlendirmiştir. Bundan sonra da böyle
olacaktır. Ülkeme ve milletime güveniyorum." dedi.