Sabah yazarı Burhanettin Duran, "Depremin verdiği dersler" başlıklı yazısında Elazığ depreminin içerdiği büyük dersleri yazdı.
Elazığ depreminde yardımlaşma ve kardeşinin derdiyle dertlenme duygularının ne kadar derin ve kapsamlı olduğuna şahit olunduğu ifade eden Burhanettin Duran "Afet durumunda etnik aidiyetleri sorgulayanlara, güncel siyasi çıkar kotarma peşindekilere yüzümüzü çevirelim." şeklinde çağrıda bulundu.
Elazığ depreminde milletin gösterdiği erdemin, kötücül yaklaşımların gölgeleyemeyeceği kadar büyük dersler içerdiğine dikkat çeken Duran,depremin verdiği dersleri şu iki başlık altında topladı: Güçlü biz duygusu ve depreme hazır olma mecburiyeti.
Burhanettin Duran, UMKE gönüllüsü Emine Kuştepe ve Suriyeli Mahmud el Osman'ın kahramanlıkları yüreğimizdeki merhameti tüm dünyaya haykıran ibretlik olaylar olduğunu vurguladı.
"Afet, kimlik ya da taraf sormaz. Aidiyete bakmaz. İnsan olmanın gerçekliğidir." ifadelerine yer veren Duran deprem gerçekliği ile yaşamayı öğrenmesi gereken bir millet olduğumu hatırlatarak AFAD ve Kızılay gibi kurumlar bu yolda önemli mesafeler kat ettiğini belirtti.
İşte Burhanettin Duran'ın yazısı
Cuma akşamı gerçekleşen Elazığ depremi bir anda bütün
gündemlerin önüne geçti. 6.8 büyüklüğündeki depremde son açıklamaya
göre 41 insanımız hayatını kaybetti. Kayıplarımıza Cenab-ı Allah
rahmet eylesin, yerleri Cennet olsun. Yakınlarına da sabr-ı cemil
diliyorum. Devlet kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının hızla
seferber olduğu bu afette ilk 24 saatin iyi değerlendirildiği, 45
vatandaşımızın sağ kurtarılmasından da anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ertesi gün Elazığ
ve Malatya'da deprem bölgesini ziyaret etti. Hem
acıları paylaştı hem de depremden zarar görenler için devletin
imkanlarını harekete geçirdi. Bakanlar da ilk geceden itibaren
deprem bölgesine yardımların ulaştırılması ve kurtarma
faaliyetlerini koordine etmekte başarılı performans sergilediler.
Son dört günde Elazığ'daki insanımızın acılarını paylaşmakta
milletçe bir destan yazdık.
Çok sık siyasi polemiklerin yaşandığı ülkemizde, insani hasletlerin
her türlü çekişmeye galip geldiğini gördük.
Yardımlaşma ve kardeşinin derdiyle dertlenme duygularının ne kadar
derin ve kapsamlı olduğuna şahit olduk. Sosyal medyanın şehvetine
kapılmış bazı densizlerin paylaşımlarını bir kenara bırakalım. Afet
durumunda etnik aidiyetleri sorgulayanlara, güncel siyasi çıkar
kotarma peşindekilere yüzümüzü çevirelim. Biliyorum, günler
geçtikçe, enkazlar kaldırıldıkça siyasi polemik yapanların sayısı
artacak. Ancak unutulmamalı ki, Elazığ depreminde milletimizin
gösterdiği erdem, kötücül yaklaşımların gölgeleyemeyeceği kadar
büyük dersler içeriyordu. İki başlık altında toplayabilirim: Güçlü
biz duygusu ve depreme hazır olma mecburiyeti.