Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Kurt, beyindeki elektriksel aktivitenin normalin dışına çıkmasıyla oluşan epilepsi nöbetlerinin hastaları toplum dışına ittiğini belirterek, “Pek çok hasta yaygın uygulanan ilaç tedavisine karşı dirençli ve cerrahi uygulamanın varlığı ile başarı oranı konusundan habersiz” dedi.
Medicana International Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi
Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Kurt, epilepsi rahatsızlığında ilaca
dirençli hastalarda tedavide büyük önemi olan cerrahiyi tercih
edebildiklerini söyleyerek, "Uygun olan hastaların yüzde 90-95’i
cerrahi sonrası nöbetsiz hale gelir. Bu büyük bir avantajdır ve
hastanın hayatında beyaz bir sayfanın açılması anlamına gelir.
Kalan yüzde 5-7’lik kısımda da aslında bir pozitif değişimden
bahsediyoruz; nöbet sayıları ve sürelerinin azaldığını gözlüyoruz"
dedi.
Cerrahi kararını konsey alıyor
Prof. Dr. Gökhan Kurt, ilaç tedavisine rağmen nöbetleri devam eden
hasta grubuna işaret ederek şunları kaydetti:
"Epilepsinin asıl tedavisi açık cerrahidir. Ancak öncelikle
medikal/ilaç tedavisiyle epilepsiye çözüm bulunmaya çalışılır. Eğer
bu tedaviye dirençli bir vaka söz konusu ise bir takım ilaç
değişiklikleri ve kombinasyonlar uygulanır. Ne yazık ki hastaların
önemli kısmında ilaca direnç söz konusudur. Ortalama 2 yıllık böyle
bir mücadelenin ardından ilaca rağmen nöbetleri devam eden hastanın
artık cerrahi yönden değerlendirmesini yapmak gerekir. Epilepsi
cerrahisine karar vermek ise bir ekip işidir. Cerrahi müdahale
kararı, gerek radyolojik olsun, gerekse hastanın davranışlarını ve
nöbet şeklini gösteren bir takım tetkikler sonucu konsey tarafından
alınır. Beyin-sinir cerrahlarının yanı sıra çocuk yaştaki hastalar
için çocuk nöroloğu, yetişkinler için erişkin nöroloğu,
psikiyatrist ve psikolog ile nükleer tıpçı ve radyoloğun
oluşturduğu bir konseyde hastanın tüm verileri masaya yatırılarak
cerrahiye uygunluğu değerlendirilir.”
Pek çok hastalarının tedavinin ardından iş sahibi olduğunu ya da
mesleklerini daha iyi biçimde icra eder hale geldiğini ifade eden
Prof. Dr. Kurt, “Kimi evleniyor, çocuk sahibi olabiliyor. Kendi
tabirleriyle ’yeniden doğmuş gibi’ hayata yeni bir başlangıç
yapıyorlar. O nedenle epilepsi tedavisinde cerrahinin yeri büyük
önem taşıyor. Ancak ne yazık ki cerrahi yapan merkez sayısı çok az.
Bir de cerrahi tedavinin varlığından ve başarı oranından haberdar
olan hasta sayısı çok düşük” dedi.
Diğer bir tedavi de radyocerrahi
Prof. Dr. Gökhan kurt, epilepsi tedavisinde radyocerrahi
uygulamasının da mümkün olmakla birlikte sınırlı bir alana sahip
olduğunu, uygun hastalarda yani cerrahiye elverişli olmayan beyin
tümörlerinde, damarsal bozukluğu olan kişilerde bu seçeneğin tercih
edilebileceğini bildirdi.