Fehmi Koru çok konuşulacak yazısına şöyle devam etti:
‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’, öyle anlaşılıyor ki, AK Parti’nin seçimlerden sürekli iktidar olarak çıkacağı varsayımı üzerine oturuyor. AK Parti iktidarının ülkeyi yeni sistemle yönetecek kişiyi belirleyeceğini de kapsıyor o varsayım.
Yeni sistemin, “AK Parti iktidar, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı” formülü akılda tutularak hazırlanmış bir anayasa değişikliğiyle gerçekleştirildiği çok belli.
Formül ilk seçimde çalıştı da. MHP destek verdiği sürece her zaman çalışacağını da düşünmüş olmalı yeni sistemi o formülle kurgulayanlar…
Her zaman çalışabilecek mi?
Bu soruya bugün “Evet” cevabı verebilmek biraz zor; özellikle de İstanbul belediye başkanlığı için yapılmış seçimin tekrarının ortaya çıkardığı tablodan sonra. AK Parti ile MHP’nin ortak adayı İstanbul’da 800 binden fazla oy farkıyla İstanbul belediye başkanlığını kaybetti.
Ankara ve pek çok başka büyükşehir de, MHP desteğine rağmen, AK Partili olmayan belediye başkanlarının yönetiminde bugün.
Yarın cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yapılacak ilk genel seçimde ‘AK Parti+MHP’ ittifakı iktidarı kaybedebileceği gibi, cumhurbaşkanlığını da Tayyip Erdoğan’dan başka birinin kazanabilmesi ihtimali var.
Tayyip Erdoğan için düşünülmüş geniş yetkiler bir sonraki seçimde sandıktan başka birinin çıkması durumunda o kişi tarafından kullanılabilecek hale gelecek.
Sistem değişikliğine gidilirken AK Parti’nin yönetim kademelerinin bu hesabı akıllarından bile geçirmediğini düşünmemiz için çok sebep var. [Sistem değişikliğine ve özellikle geniş yetkileri AK Partili birinin kullanacak olmasına hep karşı çıkmış olan MHP, "Getirin, sistemi birlikte değiştirelim” der ve desteğiyle değişimi sağlarken, böyle bir ihtimali kendi hesabına katmış mıdır acaba?]
Sistemi değiştirmek muhalefetin işine gelmezse
Görev tanımlarını “AK Parti’yi her halükarda desteklemek” olarak belirlemiş kalemler ile yorumcuların son zamanlardaki konuya yaklaşımları ve Külliye’deki çalışma o zaman akla gelmeyen ihtimalin şimdilerde ciddiye alındığını gösteriyor. Külliye’deki son toplantıya katılan Muharrem Sarıkaya’nın ‘hükümete yakın bir arkadaşım’ olarak tanımladığı birinden naklettiği “Farkında mısınız; biz bütün bu cümleleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ve Reisin bulunduğu binada söyledik…” sözü önemli.