Uğur, bu durumun devlet ve bürokrasisi tarafından “layıkıyla” yerine getirildiğini yazdı.Tüm bu bilgilere küçük ve orta ölçekli bazı firmalara danışmanlık yapan eski bir arkadaşında öğrendiğini belirten Uğur'un yazısında dikkat çeken noktalar:
Küçük ve orta ölçekli firmalar
Pazardaki aslan payını alan petrol dağıtım tekelleri, Anadolu sermayesinin küçük ve orta ölçekli firmalarının aldığı yüzde 18’lik paya göz diktiler. Ve ne yazık ki bunun gereği devlet ve bürokrasisi tarafından “layıkıyla” yerine getiriliyor.
Sebep açık:
Büyük petrol dağıtım tekelleri küçük ve orta ölçekli
işletmelerle rekabet edemiyor. Çünkü bu firmalar
kendi kâr marjlarından fedakârlık yaparak daha ucuza
yakıt satıyorlar. İlgi arttıkça pazardaki payları da artıyor
doğal olarak.
Söz konusu firmalar Anadolu sermayesinin yapı
taşı aslında.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD’ın Enerji
Sektör Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Alpay Türkiye
Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmada bu firmalara yönelik
olağanüstü baskıyı tek tek anlatmış.
Bu firmalar için getirilen diğer zorunlulukları sıraladığımız zaman AK Parti iktidarının kendi oy tabanındaki kesimin var olabilme ve tutunabilme çabalarını nasıl baltaladığını görebilmek mümkün olacaktır.
1-Yüz binlerce lira lisans bedeli de ödedikten sonra kurulan, 20 milyon lira ödenmiş sermayesi, 37 milyon 500 bin lira aktif bilançosu bulunmak zorunda olan firmalar malum 60 bin ton yıllık satış zorunluluğa tabi olarak çalışmaya başlıyorlar.
2-Ancak bu kadarla sınırlı değil. Birinci yılın ilk üç ayında 10 adet, altı ayı içinde 25 adet ve bir yıl içinde en az 50 istasyonlu bayilik teşkilatını kurmak zorunda.