Peter Handke’ye verilen Nobel Ödülü'nün bedeli "Sırp katliamını" övmekti. Orhan Pamuk'un ödülünün bedeli ise sözde Ermeni Soykırımını kabul etmekti.
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, Orhan Pamuk'a verilen ödül ile Peter Handke’ye verilen ödül arasında kirli bir kardeşlik ve benzerlik olduğunu belirtti ve okları Orhan Pamuk'a çevirdi.
İşte Fuat Uğur'un yazısından bölümler:
Nobel ödüllerinin kirli geçmişine biraz bakalım. Karşımıza pek
çok tanıdık ve ülkemizi yakından ilgilendiren isimler de
çıkıyor.
En çok Barış ve Edebiyat alanında verilen Nobel
ödüllerinde entrika ve çeşitli fırıldaklar dönüyor. Çünkü bu
dallarda, dünya siyaset ve sanat sahnesinde sergilenen büyük
oyunların yansımalarını görebiliyoruz.
Ülkemizde yıllarca İsveç’te bile en çok okunan romancı olma
unvanını elde eden Yaşar Kemal gibi uluslararası edebiyat
devine neden ödül verilmediği tartışıldı. Sonra, Orhan
Pamuk ile Türkiye bu “rüya”sını gerçekleştirdi.
Ama ne pahasına?
Bunun Orhan Pamuk ve Türkiye açısından
bir bedeli vardı:
NOBEL İÇİN YAPILAN ÖN ÖDEME
Nobel ödülünü almadan bir ön siyasi avans
ödemesi gerekiyordu.
İsveç’te yayınlanan Svenska gazetesine 2005 yılında
verdiği röportajda Osmanlı’nın 1 milyon Ermeni’yi
katlettiğini, son yıllarda ise (2000-2005 arasını kastediyor) 30
bin Kürt'ün öldürüldüğünü ama kimsenin korkudan bunu dile
getiremediğini söyledi. Pamuk daha da ileriye giderek “Yaşar
Kemal 'Türkiye'de Kürtler'e Baskı Yapılıyor’ makalesinden
dolayı 20 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kürt sorununu bir
daha gündeme getirmeme sözü verdikten sonra serbest
bırakıldı" diyerek ünlü romancımızı da bir kalemde
harcadı.
Yaşar Kemal ise Orhan Pamuk’un bu sözlerine “Bu
alçaklıktır, ben barışa katkıda bulunacağına inandığım,
yararına inandığım konularda uyarılarımı yaptım. Bunu
yapmaktan hiçbir zaman kaçmam ama ucuz polemikler de
benim işim değil..." diye çok sert tepki gösterdi.
(...)