Kahramanmaraş’ın yanı sıra Adıyaman, Malatya, Hatay ve Gaziantep gibi iller, büyük yıkım ve can kayıpları yaşadı. 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, yüzbinlerce kişinin evsiz kaldığı bu afet, yalnızca deprem bölgesini değil, Türkiye’nin pek çok bölgesinde yaşayan insanları da derinden etkiledi. Özellikle İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde, bu depremlerin ardından büyük bir deprem korkusu hâkim olmaya başladı ve insanlar geceyi uykusuz geçirmeye başladılar.
Bir Sonraki Büyük Deprem Nerede Olacak?
Depremlerden sonra uzmanlar, Türkiye'nin farklı fay hatlarını ve bu hatlarda biriken enerjiyi inceledi. Muş Alparslan Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi ve diğer üniversitelerden oluşan jeofizik ekibi, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu faylarındaki stres birikimini inceledi.
Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi İskender Dölek, bu depremlerle birlikte yer kabuğunda büyük bir enerji birikiminin oluştuğunu ve bunun başka fay hatlarını tetikleyebileceğini belirtti. Özellikle Doğu Anadolu fayındaki aktivite azalırken, bu enerjinin Kuzey Anadolu fayında artması bekleniyor. Bu durum, Kuzey Anadolu fay hattındaki sismik aktivitenin artacağı ve burada yeni bir depremin meydana gelebileceği anlamına geliyor. Dölek, Muş, Tokat, Sivas ve Erzincan illerinin bu riskten etkilenecek bölgeler arasında yer aldığını belirtti.
Muş ve Diğer Bölgelerdeki Riskler
Dr. Dölek, Muş’ta özellikle ovalar üzerine kurulu yerleşimlerin büyük risk altında olduğunu vurguladı. 6 Şubat depremi sonrası Varto fay hattında biriken stresin de bu riskin arttığını ifade etti. Ayrıca Erzincan ve Tokat gibi illerde de, 6 Şubat depremlerinden önce de önemli bir stres birikimi olduğu, bu durumun deprem riskini artırdığı kaydedildi.
Deprem Riskine Karşı Alınması Gereken Önlemler
Türkiye, aktif fay hatları üzerinde bulunan bir ülke olduğu için deprem riskinin her zaman mevcut olduğu bir gerçektir. Uzmanlar, bu tür uyarılara dikkat edilmesi gerektiğini ve bölgedeki yerleşim yerlerinde sağlam yapılar inşa edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Özellikle fay hatlarının geçtiği bölgelerde yaşayanların, olası bir depreme karşı hazırlıklı olmaları büyük önem taşır.
Bu tür bilgilere erişim, afet risklerinin azaltılması ve toplumun bilinçlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Deprem öncesi, anı ve sonrasına dair alınacak önlemler, can ve mal kaybının en aza indirilmesine yardımcı olacaktır.
Kaynak: Muş Alparslan Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi