İmamoğlu, AKYM'deki çalışmaların o gece bir sonraki sabah birim müdürlerinin merkezde hazır bulunması talimatıyla sona erdiğini iddia etti. İmamoğlu, İkinci günkü toplantıya birim müdürlerinin değil bakanlar vali ve ordu komutanın katıldığını söyledi.
Bu durumu canlı yayın sırasında TV ekranında gördüğünü söyleyen İmamoğlu, “26 Eylül'de nasıl Bağcılar yolundan dönüp koşa koşa gittiysem, 27 Eylül sabahı da orada olurdum. Ancak birim müdürü çağrıldığı için birim müdürü arkadaşlarımız gitti” dedi.
"Meseleyi dün İmamoğlu'na sordum. Verdiği bilgiyi aynen aktarıyorum" diyen Zeyrek'in "İmamoğlu, “işin aslını” anlattı" başlıklı yazısı şöyle:
26 Eylül 2019 günü yaşanan deprem, yüreğimizi ağzımıza getirdi. Büyük geçmiş olsun.
Depremden sonraki üç günde ne yazık ki deprem riski ve hazırlıksız oluşumuzdan çok, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dışlanıp/dışlanmadığını tartıştık.
Ben de İmamoğlu'nun yok sayıldığını yazanlardan biriydim.
...
26 EYLÜL (DEPREM GÜNÜ) MANZARASI
Olur olmaz herkes canlı yayınlardaydı ama İmamoğlu'nun basın toplantılarını ancak sosyal medyadan ya da bir-iki TV kanalından duyabiliyorduk. “Ana akım medya” deprem gibi bir ulusal mesele olmasına karşın İmamoğlu'nu görmezden geliyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı yaptığında depremin üzerinden henüz bir buçuk saat geçmişti. Erdoğan şöyle diyordu:
“Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay başkanlığında Afet ve Acil Durum Merkezimiz faaliyete geçmiştir. Başta İstanbul Valimiz olmak üzere, il jandarma komutanımız olarak ilgili mercilerle bugün ve yarın burada devam ettirecekler.”
Erdoğan, alay komutanını bile saymış, 15 milyonun seçilmiş belediye başkanını saymamıştı. O ana kadar yaşanan gelişmeleri ve Erdoğan'ın bu açıklamasını duyunca, İmamoğlu'nu aradım. 16:20 gibi, yani depremden iki saat 20 dakika sonra “Devletle” herhangi bir irtibatı olmadığını öğrendim.
16:29'da Twitter'da şu mesajı paylaştım:
“Devlet, İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nu yok sayarak kriz yaratmaya çalışıyor. Depremde bari vazgeçseler bu kutuplaş(tır)madan.”
“Çağrıldı/çağrılmadı” tartışmasına girmemiş, sadece yapılanların “seçilmiş belediye başkanını yok saymak” anlamına geldiğini ifade etmiştim.
Bu mesajdan saatler sonra, 21:58'de Fuat Oktay'ın danışmanı Ali Genç mesaj göndererek İmamoğlu'nun İstanbul Afet Kriz Yönetim Merkezi'ndeki (AKYM) toplantıya davet edildiğini ve basın toplantısında Sayın Oktay'ın yanında olduğunu bildirdi.
Doğrusu, gecikmeli olsa da onları aynı karede gördüğüme çok sevindim.
İMAMOĞLU'NUN 27 EYLÜL AÇIKLAMASI
Ne yazık ki bir gün sonra yapılan ilk basın
toplantısında Oktay'ın yanında bakanlar, ordu komutanı, vali
varken İmamoğlu yer almıyordu ve
artık “davet edildi/edilmedi” tartışması
kaçınılmazdı.
Meseleyi dün İmamoğlu'na sordum. Verdiği bilgiyi aynen aktarıyorum:
İmamoğlu, AKYM'ye ilk kez depremin olduğu gün (26 Eylül) 18:30'da, yani depremden dört buçuk saat sonra çağrıldı.
O sırada İmamoğlu Bağcılar yolundaydı ve bu çağrı üzerine yoldan dönerek AKYM'ye gitti. AKYM'deki çalışmalar o gece bir sonraki sabah birim müdürlerinin merkezde hazır bulunması talimatıyla sona erdi.
27 Eylül sabahı AKYM'deki toplantıya İBB'yi temsilen de iki birim müdürü gitti. Ancak bir terslik vardı. Söz konusu toplantıya sadece birim müdürleri değil, bakanlar, ordu komutanı ve vali gibi yetkililer de katılıyordu.
Bu durumu canlı yayın sırasında TV ekranında gördüğünü
söyleyen İmamoğlu, “26 Eylül'de nasıl Bağcılar yolundan
dönüp koşa koşa gittiysem,
27 Eylül sabahı da orada olurdum. Ancak birim müdürü çağrıldığı
için birim müdürü arkadaşlarımız gitti” dedi.
“Devletim çağırırsa koşa koşa giderim” sözlerinin gayet net olduğunu anlatan İmamoğlu, “Bunları neden çıkıp net bir şekilde kamuoyuna aktarmadınız?” soruma da ” karşılığını verdi.