Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre Kasım 2024'te ihracat geçen yılın aynı ayına göre %3.1 oranında bir düşüş göstererek 22 milyar 291 milyon dolara geriledi. İthalat ise %2.4'lük bir artışla 29 milyar 654 milyon dolara çıktı. Bu da Türkiye'nin dış ticaret açığının %23.3 oranında artarak 7 milyar 363 milyon dolara yükseldiğini gösterdi. Bu gelişmeler ekonominin dış ticaret alanında yaşanan dengesizlikleri bir kez daha gözler önüne seriyor.
Özellikle Kasım ayında yaşanan ihracat düşüşü global ticaretin zorlu şartlarıyla paralel durum oluşturuyor. Küresel ekonomik belirsizlikler Türkiye'nin dış satışlarını olumsuz yönde etkilerken ithalatın artması da yerli üreticilerin yurt dışından daha fazla malzeme ve ürün tedarik etmeye yönelmesiyle açıklanabilir. Tüm bunlar Türkiye'nin dış ticaret açığının giderek daha fazla büyümesine neden oluyor ve ekonomik çalkantıları derinleştiriyor.
Ocak Kasım Sürecinde Durum Nasıldı?
Öte yandan Ocak-Kasım dönemine bakıldığında ihracatın %2.5 oranında artış gösterdiği görülüyor. Bu artış, toplamda 238 milyar 486 milyon dolara ulaşan ihracat rakamlarıyla kayda geçti. Ancak aynı dönemde ithalat %6.4 oranında azalarak 311 milyar 703 milyon dolara düştü. Bu ithalatın geçen yıla göre daha düşük seviyelere indiğini ancak yine de genel dış ticaret açığının büyük sorun teşkil ettiğini gösteriyor.
Türkiye'nin dış ticaret açığı 2024 yılı içinde 11 aylık dönemde %27 oranında düşüşle 73 milyar 216 milyon dolara gerilemiş olsa da, Kasım ayındaki gelişmeler bu iyimser tablonun arkasındaki riskleri bir kez daha gündeme getiriyor. İhracatın gerilemesi ve ithalatın artması ekonominin geleceği için endişe verici bir sinyal olabilir. Bu nedenle dış ticaretin yeniden dengelemesi için stratejiler geliştirilmesi gerektiği aşikar.
Ekonomide Beklentiler Ne Yönde?
Ekonomideki gelişmeler özellikle Merkez Bankası'nın faiz politikaları konusunda merak edilen birçok soruyu gündeme getiriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası enflasyonla mücadele konusunda önemli adımlar atmaya devam ediyor ancak faiz indirimi konusunda daha temkinli yaklaşım sergiliyor.
Ekim ayında yaptığı açıklamada enflasyonun ana eğiliminde belirgin düşüş gözlendiğini ve hizmet enflasyonunda iyileşme sinyalleri aldığını belirten Merkez Bankası yıl sonuna kadar enflasyon hedefinin %44 olarak revize edilmesiyle faiz indirimi ihtimalini gündemine alabileceğini duyurdu. Ancak gıda fiyatlarındaki baskılar ve enflasyonun beklenenden daha yavaş düşmesi bu adımın zamanlamasını zorlaştırabilir.
TCMB'nin bu temkinli tutumu, ekonomideki belirsizliklerin devam ettiğinin göstergesi oluyor. Ekonomistlere göre faiz indirimi yapılması tüketimi ve yatırımları teşvik edebilir ancak bunun kısa vadede enflasyonist baskıları daha da artırma riski de bulunuyor. Gıda fiyatlarındaki artış ve küresel piyasalardaki dalgalanmalardan dolayı, TCMB'nin faiz indirimine ne zaman gideceği konusunda net bir öngörüde bulunmak zor.