MARDİN'de aşırı yağışla birlikte bir bölümü yıkılan Hükümet Konağı'nın istinat duvarının arkasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edildiği tahmin edilen Muhammed El Gazi Mescidi'ne ait olduğu belirtilen kalıntılara rastlandı.
25 Şubat 2000'de UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne
alınan Mardin'de, son günlerde etkili olan aşırı yağıştan kaynaklı,
1850 yılında inşa edilen Hükümet Konağı'nın istinat duvarının bir
bölümü yıkıldı. Yıkılan duvarın arkasında Osmanlı İmparatorluğu
döneminde inşa edildiği tahmin edilen ve 1900’lı yıllarda
çekilen fotoğraflarda kubbesi görünen Muhammed El Gazi
Mescidi'ne ait olduğu belirtilen tarihi kalıntılar bulundu.
Kalıntılarla ilgili İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nce ekip
görevlendirildi. Arkeologların incelemesinin ardından kalıntılarla
ilgili net bilgilere ulaşılarak tarihe ışık tutulacak.
'Bu yapının izini aradık ancak
bulamadık'
Mardin İl Kültür ve Turizm Müdürü Alaaddin Aydın, daha önce bazı fotoğraflarda hükümet konağının yakınında, kubbeli bir yapının yer aldığını gördüklerini ancak sonrasındaki çalışmalarla bu yapıya ulaşamadıklarını anlattı. Aydın, tarihi kalıntıların yüksek olmadığından dolayı Artuklu döneminde inşa edilmediğini söyleyebildiklerini ifade ederek, "Bu yapının izini aradık ancak bulamadık. Yağmurdan dolayı duvarda bir çatlak oluştu ve istinat duvarının bir bölümü yıkıldı. Daha sonra belediyenin ilgili ekipleri kontrollü şekilde yıkım yapınca mescidin beden duvarı ortaya çıktı. 1930'lu yıllarda Abdulgani Efendi'nin, yazdığı Mardin Tarihi kitabında yıkılan yerde Muhammed El Gazi Mescidi olduğu biliniyordu. Ortaya çıkan taşlar bize aslında tarihi ile ilgili biraz bilgi veriyor. Taş boyutlarına baktığımızda çok yüksek değil, yani Artuklu dönemi yapısı olmadığını söyleyebiliriz. Osmanlı yönetim merkezlerini inşa ederken yanlarında mescit veya cami yaptırmış. Muhtemelen 17 veya 18'inci yüzyılda inşa edilmiş mescitlerden" dedi.
Duvarın yıkıldığı yerde incelemelerde bulunan Mardin Turizm ve
Otelciler Derneği Başkanı Azan Güngör ise yıkılan istinat duvarı
ile ortaya çıkan tarihi mekanın adeta Mardin’in taşı ve toprağının
tarihle dolu olduğunu gösterdiğini kaydetti.