Siyaset gündemi Sinan Aygün'ün açıklamaları ve sonrasında yaşananlar nedeni ile kaynıyor. Sabah yazarı Melih Altınok da desteğin de, görmezden gelmenin de, tolere etmenin de... her şeyin bir sınırı olduğunu söyledi ve son yaşananın bardağı taşırdığını belirtti.
Melih Altınok "Basit bir soru, yanıtlamak zor olmasa gerek." diyerek Mansur Yavaş'a bir soru yöneltti. Altınok "Size ulaşmak nerdeyse imkansız ama bizim telefonlarımız 7/24 açık, aklınızda bulunsun." diye yazdı.
İşte Melih Altınok'un Mansur Yavaş'a tek sorusu
TEK BİR SORUM VAR MANSUR BEY
CHP'li Büyükşehir Belediye başkanları göreve başlayalı çok
olmadığı için kimi zaman eleştirilerimi öteliyorum.
Bunun tek bir nedeni var. Sözlerimin bir kesiminin bir duvarına
çarpıp geri döneceğini bilmem.
"Boş yapmamak" için de tercihimi diyalog kanallarının
daha açık olduğu noktalarda söz söylemekten
yana kullanıyorum.
Çünkü uzun süredir bir seçim zaferi yaşamayan CHP'li
seçmenin şimdilik hiçbir şey umurunda değil.
Seçimden önce suya indirim vaat
eden İmamoğlu'nun faturalarımıza yaptığı
bindirimi, zammı alkışlıyorlar. "Ne olacak her şeye zam
geliyor, yapmışsa iyi yapmış" diyorlar.
Yanlarında, partizanca atamalardan kaynaklanan hizmetlerdeki
aksamalar konusunda zaten ağzınızı açamıyorsunuz...
İzmir gibi bir metropole 60 saat su verilememesini
eleştirince "Biz razıyız, zamanla o da öğrenir yönetmeyi"
diyorlar.
***
Elbette her şeyin bir sınırı var.
Desteğin de, görmezden gelmenin de, tolere etmenin de... İnsanlar
aptal değil.
Örneğin eski CHP Milletvekili Sinan Aygün'ün
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a
yönelttiği "rüşvet" suçlamaları bardağı
taşırmış durumda.
Aklı başında herkes, beylik açıklamalar yerine net, doyurucu
cevaplar istiyor.
Zira İSKI skandalından hallice diyebileceğimiz bu olaydan
daha önce haberdar olduğu anlaşılan Kemal Kılıçdaroğlu
hiç oralı değil. Tank palet tartışmasıyla beyin yakmaya
devam ediyor. Arada da serinlemek için olsa gerek Kanal
İstanbul mevzuuna giriyor.
Gözlerin çevrildiği Mansur Yavaş ise şu ana dek
Twitter'da "mani" yayınlamakla yetindi.
***
Evet, Mansur Bey, her şeyi bir kenara bırakın... Skandal patlak
vermeden önce 13 Aralık'ta Sinan Aygün'ün inşa ettiği TOGO
kuleleri için mahkemeye niçin "uygundur" belgesi
verdiniz?
Ve daha önemlisi, bir saat sonra neden fikir
değiştirdiniz ve İstinaf'tan bu
belgenizi "acele" koduyla geri çektiniz?
Aygün, bu ani fikir değişikliğinizin, belediyenin rüşvet
talebini geri çevirmesinden kaynaklandığını iddia
ediyor?
Siz ne diyorsunuz?
Bu çok basit bir soru, yanıtlamak zor olmasa gerek.
Ama, peşinen söyleyelim "olmuşsa da benden
habersiz olmuştur türü" cevaplar bizi kesmez.
Size ulaşmak nerdeyse imkansız ama bizim telefonlarımız 7/24 açık,
aklınızda bulunsun.