Selvi, merhum Başbakan Adnan Menderes'in idamının 58. yıl dönümü nedeniyle "Menderes’in idamından Erdoğan’ın mücadelesine" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Erdoğan'ın askeri vesayetle mücadelesinin önemine dikkat çeken ve Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nu bu minvalde eleştiren Selvi 27 Mayıs darbesi ile 15 Temmuz kalkışmasını hatırlatarak kritik bir soru yöneltti: "Menderes’e bunu yapanlar 15 Temmuz’da eğer Erdoğan’ı ele geçirse ne yapmazdı?"
Abdülkadir Selvi'nin "Menderes’in idamından Erdoğan’ın mücadelesine" başlıklı yazısından ilgili bölüm...
Menderes'ten Erdoğan'a
Menderes’in üstünde idam gömleğiyle sehpaya doğru yürüdüğü fotoğrafı 15 Temmuz gecesi gözümün önünden gitmemişti. 15 Temmuz gecesi Hande Fırat’la birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yayına çıkması için ikna etmeye çalışırken, “Millet bizim ne dediğimizi merak etmiyor. Cumhurbaşkanı’nın ne diyeceğini merak ediyor. Millet Cumhurbaşkanı’nın yaşayıp yaşamadığını görmek istiyor” derken kafamda hep bu düşünce vardı.
Menderes’e bunu yapanlar 15 Temmuz’da eğer Erdoğan’ı ele geçirse ne yapmazdı?
Ahmet Davutoğlu ve arkadaşları AK Parti’yi eleştirerek istifa ederken, Abdullah Gül-Ali Babacan ekibi yeni parti kurarken, Erdoğan’ı eleştiriyorlar ama bir noktayı göz ardı ettiklerini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın askeri vesayetle ve darbelerle mücadele sürecini... Başbakanlar gelir geçer, partiler kurulur partiler yıkılır ama demokrasi kavgamızda askeri vesayet ve darbelerle mücadele en önemli kilometre taşını oluşturur.
Askeri vesayet ve darbelerle mücadele
Bu ülkede darbeler oldu. Bu ülkede başbakanlar asıldı. Kimi
başbakanlar şapkayı alıp gitmek zorunda kaldı, kimi istifa etmekle
yetindi. Ama 27 Nisan’da bir başbakan çıktı muhtırayı geri çevirdi.
Tabiri caizse 28 Nisan’da muhtıraya karşı muhtıra verdi. Bu ülkede
tanklar ilk kez yola çıkmadı. Ne zaman tanklar yola çıksa, hükümet
devrilir, Meclis’in kapısına kilit vurulurdu. Ancak 15 Temmuz’da
bir Cumhurbaşkanı çıktı, tanklara karşı durdu. Milletini peşine
takıp darbecilerin tanklarına, savaş uçaklarına karşı direndi ve
kazandı.
Erdoğan’a karşı bayrak açanlar hadi başörtüsü mücadelesini anmıyorlar. Hadi Kürt sorunundaki ilerlemelere değinmiyorlar. Ama bari askeri vesayetin geriletilmesini, darbelerle mücadeleyi hatırlarından çıkarmasalardı. 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren ve arkadaşlarını yıllar sonra yargılayan başbakanın adıydı Erdoğan...
Erbakan başbakanken Genelkurmay’ı ziyareti sırasında omuz atılmasına, Osman Özbek isimli bir generalin çıkıp, başbakana, “P..venk” demesine değinmek bile istemiyorum.