Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Dershaneler meselesi yıllardır
bilinen ve Cumhurbaşkanımızın bu konudaki talimatlarının iyi olduğu
bilindiği bir husus. Bu bağlamda ben tüm velilerimize,
öğretmenlerimize çok açıkça ifade etmek isterim; yerine koyacağımız
konusunda, ne getirdiğimiz konusunda talebi nasıl
karşılayabileceğimiz konusunda çok net bir yol haritasına sahibiz"
dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Antalya’nın Serik ilçesi Belek
turizm merkezindeki bir otelde, 18’inci Eğitim Sempozyumu’na
katıldı. Bakan Selçuk eğitimcilerle bir araya gelirken salonda bir
kız öğrenci tarafından bale gösterisi sunuldu.
"Büyük yol alma imkanımız da var"
Eğitimde etik konusunun önemle vurgulandığını ve önemsendiğini
bildiren Bakan Selçuk, "Eğitim sistemini buna bağlı olarak insanın
zeminde yatan etik olduğunu ısrarla vurgulamaya çalışıyorum.
Dünyadaki eğitimin kalitesi arttıkça teknolojinin öldürme gücü,
çevre kirliği, açlık ve obezite artıyor. 2023 vizyonunda ısrarla
ortaya koymaya çalıştığımız bu husus, bu toplantının ana temasını
oluşturuyor. Zemin olmadan şekil yapmaya çalışmamalıyız. 1970’li
yılların ortasından beri şakülü kaymış bir eğitim sistemimiz var.
Büyük yol alma imkanımız da var. Ekiple beraber Türkiye’nin
bilimsel niteliklerinin mevcut durumu daha iyi yerlere getirmek
için yardımcı olabilir" dedi.
Bakan Selçuk’tan temel lise açıklaması
Herhangi vaatte bulunmadığı halde bir beklenti olduğunu ifade eden
Selçuk, bu beklentinin olmasının oldukça makul olduğunu ve hayata
geçmesiyle ilgili alt yapı çalışmaları gayretlerinin olduğunu
kaydetti. Temel liseler ve dershaneler konusuna değinen Selçuk,
"Uzun yıllardır bilinen ve geçmişten beri yapılması öngörülen
karardır. Bilinmesine rağmen, aylar önce yıllar önce bu konularla
ilgili somut bir bilgi paylaşması hatta kanun maddesi olmasına
rağmen bu ilan edildiğinde insanların şaşırmasına ben çok şaşırdım.
Yani çok net olarak bir bilgi var ve bu bilgi çözüm olarak
öngördüğümüz ya da Türk eğitim sisteminin çözümü diye paylaştığımız
bir bilgi değil. Türk eğitim sisteminin çözümün çok daha kapsamlı,
çok daha geniş tabanlı çok daha farklı parametreleri ele alan
bağlamda olmalı. Yani biz eğitim sisteminin yapısal dinamikleri
üzerinde yapacağımız çalışmalarla bir 2023 dönüşümünü sağlamaya
gayret ediyoruz. Yoksa birkaç sene önceden beri belirlenen ve
dönüşüm program içinde yer alan zaten okullara dönüşülmesi beklenen
kuruluşlarımızın alacağı noktada elbette katkılarımız ve
desteklerimiz olacak. Her türlü çabayı göstereceğiz. Kaldı ki bu
dershaneler meselesi de yılladır bilinen ve Cumhurbaşkanımızın bu
konudaki talimatlarının iyi olduğu bilindiği bir husus. Bu bağlamda
ben tüm velilerimize, öğretmenlerimize çok açıkça ifade etmek
isterim; yerine koyacağımız konusunda, ne getirdiğimiz konusunda
talebi nasıl karşılayabileceğimiz konusunda çok net bir yol
haritasına sahibiz. Bunu da önümüzdeki haftalarda bir lansmanla
açıklama fırsatımız olacak" ifadelerine yer verdi.
"Bakanlık olarak her türlü önlemi almaya sahibiz"
Hazırlıklar konusunda bilgi veren Bakan Selçuk, "Yapay zeka temelli
yazılımların devreye sokulması, bir takım televizyon kanallarıyla
mobil kanallarla her türlü erişimin olanaklı hale getirildiği
ortamların oluşturulması ve buna benzer birçok imkanları ortaya
koyabileceğiz. Konuyla ilgili bütün hazırlıklarımız bitti. Herkes
rahat olsun. Biz hiçbir zaman elimizden geldiği kadar sürpriz
yapmayacağız derken, bir sürpriz yok. Daha önce alınan kararlar
neyse biliyorsunuz bu 4-5 sene önce alınmış bir karar. Bundan
sonrası içinde nasıl yol haritası izleyeceğimizi açıklıkla
paylaşacağız. Ben sadece bu konunun velilerimiz tarafından dikkatle
ele alınmasını önemle belirtmek isterim. Çünkü konunun istismarı
söz konusu olabilir. Bunları engellemesiyle ilgili biz bakanlık
olarak her türlü önlemi almaya sahibiz" değerlendirmesini
yaptı.
Eğitim sisteminin yapısal dinamikleri üzerinde yapılacak
çalışmaları, 2023 vizyonunu tasarlamaya gayret ettiğini dile
getiren Selçuk sözlerine şöyle devam etti:
"Kasım ayına kadar hangi hafta hangi ay hangi somut çalışmayı
hayata nasıl geçireceğimizin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşacağız.
Türkiye’deki bütün resmi okullarımızın belli parametreler
çerçevesinde izlenmesi ve somut olarak takip edilmesi,
ihtiyaçlarını doğrudan MEB tarafından karşılanması konusunda mal ve
maddi tedbirleri almış durumundayız. Okullarımızın hangisinde ne
tür programlar ve ihtiyaçlar olduğu konusunda asla rekabet ve
yarışma söz konusu olmaksızın gelişmesi konusunda Türkiye ortak
modeli ortaya çıktı. Bunun pilot çalışmaları şubat ayında başlıyor.
Bu pilot çalışmaların sonucunda ülkedeki tüm okulların takibiyle
ilgili yönetim sistemine geçiyoruz. Uluslararası akreditasyon
yapılarına uygun proje hayata geçmiş olacak. Bu hayata geçtiğinde
biz okullarımızın özellikle imkanı zayıf okulların iyileştirilmesi
için yol haritasına sahip olmuş olacağız. Tasarım beceri atölyeleri
bizim çocuklarımızın çoktan seçmeli sorular seçerek eğitim-öğretim
hayatını şekillendirdiği yapı yerine, ne konulacağını açıkladığı
proje. Projenin de şubat ayında Türkiye’de yaklaşık 30 okulumuzda
pilot olarak başlayacağını, inşaatının tamamlandığını ifade etmek
isterim. Bizim ilkokullarda üniversitedeki bazı meslek alanlarının
iz düşümünü görmek zorundayız. Örneğin bir mühendislik atölyesini
ilkokulda görmek zorundayız. Sanat atölyesini ilkokulda görmek
zorundayız. Çocuklarda meslek eğitiminin oluşması ve ellerini aktif
halde kullanmaları mümkün olabilecektir."
"Ben çayın demlenmesine önem veren birisiyim"
Bakanlık olarak 3 yıllık bir takvim ortaya koyduklarını bildiren
Bakan Selçuk, "Koyarken de hangi ay, hangi sene neyi yapacağımızı
çok net ifade ettik. Takvim belgede olmasına rağmen ,’Neden bir şey
yapılmıyor. Neden değişiklik gösterilmiyor?’ şeklinde sorularla
muhatap oluyoruz. Orada bir takvim dururken ve neyi ne zaman
yapacağımız ortadayken acilen sürekli değişiklik yapmanın iyi bir
fikir olduğunu zannetmiyorum. Ben çayın demlenmesine önem veren
birisiyim. Çayın demini almadan bazı değişiklikler yaparsak şimdiki
çözümlerimiz daha sonraki problemlerimize dönüşür. Biz bir
değişiklik yaparken niye ve neden yaptığımızı düşünmek zorundayız.
Örneğin okul öncesi eğitimde 5 yaş zorunlu olacaksa bunu yapmamız
halinde hangi parametrelerin nasıl etkilendiğini simülasyon halinde
ele almamız lazım. Öyle düşünürsek sadece bu kararı aldığımızda
bile yaklaşık 17-18 parametrelerin etkilendiğini fark ederiz. Daha
önceleri çok değişiklik yapıldığında, ‘Neden ani değişiklik oluyor?
Şikayetlerin olduğunu’ hatırlarsınız. Şimdi bu şikayeti yapanların,
‘Neden değişiklik olmuyor?’ diyerek soru sorması çok ilginç. Bu
çerçevede önümüzdeki süreçte öğretmenlerimizin, öğrencilerimiz,
velilerimizin sıkıntı yaşamamaları ani değişikliklerle
karşılaşmaması için her türlü tedbirleri almaya çalışıyoruz"
dedi.
Türkiye’de yaşan herkesin, ‘MEB için ne yapabiliriz?’ diye
düşündüklerini ifade eden Selçuk, "’Maddi manevi her türlü desteğe
hazırız.’ İnanılmaz bir olumlu yaklaşım var. Bu mutabakat için çok
önemlidir. Biz bu meseleyi millet ödevi olarak destek almazsak,
zafiyetimiz ortaya çıkar. Bunun ortaya çıkmaması için elimizden
gelen gayreti yapmak zorundayız" diye konuştu.
Etik sorunu
Çok ilginç durumlarla karşılaştıklarını kaydeden Selçuk, "Mesele
belirli bir olay gündeme geliyor ve bu olay sonucunda, ‘Bakın bu
olay böyle değil’ diyoruz. Bu belgeyi gören insanlar ertesi gün
belgeyi gördükleri halde aksi bir haber yapıp, bir tweet
atabiliyorlar. Eğer biz yaptığımız eğitimden şüphe ettiğimiz halde
bunu yapmaya devam ediyorsak burada bir etik sorun vardır. Biz bir
şekilde yaptığımız işleri ne kadar etik bir temelde, nasıl bir
ahlak zeminine dayıyoruz diye sormazsak bunlar para kazanmanın
önüne gitmez ve kalıcı olarak sağlayamayız. Bizim kalıcı
çözümlerimiz şu an gündemde olan belirli kanunlar gereği yapmamız
gereken şeyler bizim kalıcı çözümlerimiz değil. Bizim kalıcı
çözümlerimiz yapısal dönüşümlerle ilgili ve bunları yapmaya
başlayacağız. Özellikle 2019 temel göstergesi olacak. Bunu
yapabilmek için niyet alanına sahip olmamız gerekiyor. ‘Biz ne
yapmak istiyoruz? Bu çok önemli bir gösterge. Biz neyi neden
yapmaya çalıştığımızı ifade edersek, o zaman niyet alanımız ortaya
çıkıyor. Ben bu ülkenin çocuklarının geleceği için bir şey yapmak
istiyorum, bu millete olan borcumun karşılığı. Bunu yaparken de
belirli prensipleri asla göz ardı etmek istemiyorum. Bunun da
önemli bir kısmı etik ve ahlaki mesellerle ilgili prensipler.
Bunlara büyük ölçüde uyduğunuz sürece bunun vazife olduğunu ve
üretmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum" diye konuştu.
"Vizyon belgesini hayata geçireceğiz"
Milli Eğitim Bakanlığının önünde bulunan yol haritası hakkında
açıklamalarda bulunan Selçuk, "MEB olarak vizyon belgesi eksiğiyle
belgesiyle düzeltiriz, değişiriz. Sürekli görüş halindeyiz. Birçok
öneri alıyoruz. Bu önerileri de dikkate alarak önümüzdeki süreçte
yapmak istediğimiz şey; vizyon belgesini adım adım hayata geçirmek.
Önce mekanik olarak yapısal dönüşüme hizmet etmek. Bunun sonucunda
da kültürel ve zihniyetin dönüşümü. Bu kolay bir konu değil.
Kültürün ve zihniyetin dönüşmesi. Orta vadede bunun için alt yapı
hazırlamayı amaçlıyoruz. Bu amaç doğrultusunda, eğitimcilere
yönelik birçok çalışmalar yapıyoruz. Antalya’da 3 günlük çalışma
yapılıyor. Arkadaşların ortak bir dile sahip olması ve gerekli
ideale ulaşması için heyecanla kendi illerinde vizyon belgesinin
amaçları doğrultusunda hayata geçirmelerini bekliyoruz. Türkiye’nin
dilinde ortaklık oluştukça daha rahat hareket ederiz diye
düşünüyorum. Biz maalesef aynı dili kullandığımız halde farklı
amaçlara sahip olabiliyoruz. Bu karışıklık nedeniyle de dilimizi
sadeleştirmek ve ortak söz oluşturmak gibi hedefimiz var. Dikkat
edersiniz birçok kelimeyi vizyon belgesinde özelleştirerek
kullanmaya çalışıyoruz. ‘Söz varlığı’ konusu. Türkçenin hayati bir
konusu. Birçok ülke söz varlığı çalışması belki yüz sene önce
bitirdiler. Hangi yaşta, hangi çocuklar kelimeleri ne şekilde
öğrenmeleri bu bağlamda çocuklarımızın dil gelişimi uluslararası
standartlarda nasıl olmalı şeklinde kazandırmış olacağız"
açıklamasını yaptı.
"Uzun süreli bir mesele"
Bakanlık olarak uluslararası ve milli bir şekilde ellerinden geleni
fazlasıyla yaptıklarını belirten Selçuk, hep birlikte çok daha
fazla iyi yerlere gelinebileceğini kaydetti.
Türkiye’nin eğitim meselesinin 100 yıllık bir mesele olduğuna
dikkat çeken Selçuk sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunu 6 ayda çözülmesini sanırım hiçbirimiz bilemiyoruz. Bunu hep
birlikte daha iyi yerlere getirilmesini umut ediyorum. Biz sıfırdan
bir şey yapmıyoruz arkadaşlar. Geçmişte birçok iş yapılmış. Hepsine
teşekkür borçluyuz. Biz 3,4,5,6 demek istiyoruz. Bunu derken de
sizlerle beraber demek istiyoruz. Bunu bakanlık olarak kapalı
odalarda yapmak istemiyoruz. Hangi konuyu ele alırsak alalım her
yönden nasıl algılandığını hususen ele alıyoruz. Bunu bilimsel bir
bakışla olamayacağının, bürokratik bir bakışla olamayacağının
farkındayız."