Türkiye Fırat'ın doğusunda yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı sonrası hem ABD hem de Rusya ile Güvenli Bölge konusunda anlaşmaya vardı. ABD ile görüşmesinden YPG güçlerinin Türkiye’nin istediği bölgeden 120 saat içinde çekilmesi kararı çıkarken, Soçi’de imzalanan mutabakat ile de Rusya ile ortak devriye başlatma kararı çıktı.
Gazeteci Murat Yetkin, "Suriye’de Putin kazandı, Erdoğan kazandı. Peki, kim kaybetti?" başlığıyla yayınlanan yazısında "ABD’nin kanatları altında Suriye’de özerk bir devlet kurma eşiğinde olan PKK’nın en büyük kaybeden" olduğu değerlendirmesi yaptı.
Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Kendilerini ortada buldular"
Şimdilik oyunun üç kaybedeni görülüyor. En büyük kaybedeni PKK. ABD’nin kanatları altında Suriye’de özerk bir devlet kurma eşiğinde olan PKK’nın Suriye kolu PYD ve silahlı gücü YPG, bir anda kendilerini ortada buldular.
"Siyaset bu bir rüzgârla değişir bütün işler"
ABD Savunma Bakanı Mark Esper, 120 saatin bitimi ardından “Biz onlarla DAEŞ’le mücadele için işbirliği yaptık, devlet kursunlar diye değil” deyip çıktı işin içinden. Başka bir yazının konusu olabilir ama bu, silahlı Kürt hareketlerinin başta ABD olmak üzere bölgedeki hükümetlere karşı ayaklandırılıp sonra ortada bırakılmasının ilk örneği değildi. Bugünlerde “Suriyeli Kürtler Kongre’de alkışlarla karşılandı” haberlerine de fazla itibar etmemek lazım; siyaset bu bir rüzgârla değişir bütün işler.
Kürt devletini savunan Binyamin Netanyahu
Tabii İran ile arasında Kürt devleti kurulması fikrini şiddetle destekleyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu da bu çerçevede kaybedenler arasında saymak mümkün.