Prof. Dr. Bülent Berker, kistin tedavi edilmeyip büyük hacimlere ulaştığında yırtılabileceğini ve içindeki sıvının karın boşluğuna yayıldığında ciddi komplikasyonlara neden olacağını söyledi.
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Bülent
Berker, rahim içindeki endometrium denilen dokunun, karın içinde
başka dokulara yerleşmesine endometriozis denildiğini ifade ederek”
Bu durumda adet kanaması sırasında bu dokudan da kanama olduğundan
şiddetli adet ağrısı oluşabilir. Ayrıca bu kanamanın verdiği hasara
bağlı olarak cinsel temas sırasında ve değişik zamanlarda kasık
ağrısı gelişebilir. Endometriozisin neden olduğu önemli bir diğer
sağlık sorunu ise infertilite yani kısırlıktır. Endometriozis
yumurtalıklara yerleştiğinde, yumurtalık içinde kistlere neden
olur. Bu kistlerin içinde, çikolata (koyu kahverengi) renginde sıvı
toplanır ve bu nedenle bazen çikolata kistleri olarak
adlandırılmaktadır” dedi.
Endometriozis tahmin edilenden daha sık gözlenen bir rahatsızlık
olduğunu belirten Prof. Dr. Berker,” Tüm kadınların yüzde 3-5’inde,
çocuk sahibi olmakta güçlük çeken çiftlerde ise yüzde 40’a varan
oranlarda endometriozis varlığı saptanmaktadır. Endometriozisin
infertilite ile önemli bir ilişkisinin olduğu kabul edilen bir
gerçektir. Endometriozisli kadınlardaki üreme fizyolojisinin
neredeyse her yönü araştırılmış ve çeşitli bozukluklar olduğu
gösterilmiştir. Şiddetli endometriozis varlığında, üreme organları
arasındaki anatomik ilişkinin bozulması ve yapışıklıklar nedeni ile
tüplerde meydana gelen tıkanıklıkların infertiliteye yol açtığı
aşikardır. Ancak, minimal ve hafif endometriozisli olgularda
infertilitenin nedenini tam olarak açıklamak kolay değildir. Son
yıllarda elde edilen bulgular göstermektedir ki endometriozis ile
ilişkili infertilitede esas olarak dört faktörün rolü vardır.
Bunlar: bozulmuş yumurta hücresi gelişimi, azalmış fertilizasyon,
immünolojik faktörler ve embryonun rahim iç zarına tutunma sorunu.
Endometriozisin kesin tanısını sağlayan işaret veya bulgu yoktur.
Ultrason yumurtalıkdaki çikolata kistlerinin tanısında bize çok
yardımcı olmaktadır. Endometriozisin kesin tanısı, laparoskopi
yapılarak yani karnın içerisine milimetrik boyutlarda kanüller
yerleştirilip ışıklı bir kamera yardımı ile karın içerisinin
gözlenmesi ile konur. Bu girişim sırasında hastalığın yaygınlığı ve
şiddeti de değerlendirilebilmektedir” şeklinde konuştu.
Endometriozisde tedavisinin, infertilite veya ağrıyı azaltmak için
yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Berker, “Laparoskopi sırasında
endometriotik odakların çıkarılması uzun süreli bir rahatlama
sağlamaktadır. Eğer bebek istemi söz konusu değilse, cerrahi tedavi
sonrasında hastaya ek olarak endometriotik odakları baskılayıcı
ilaç tedavisi de verilmektedir. Endometriozisin neden olduğu
kısırlık tedavisinde, hastanın yaşı, kısırlığın süresi, kısırlık
yapan başka patolojilerin olup olmadığı ve endometriozisin
yaygınlık derecesi çok önemlidir. Tedavi bu bilgilerin ışığı
altında yapılmalıdır. Günümüzde endometriozis ile ilişkili
infertilitede cerrahi tedavi ve özellikle de laparoskopik cerrahi
yaklaşım çok büyük önem kazanmıştır. Laparoskopik cerrahi sırasında
tüm endometriozis odakları ve varsa çikolata kistleri
çıkarılmaktadır. Günümüzde laparoskopik cerrahi açık cerrahiye
oranla daha fazla tercih edilmektedir. Operasyon süresinin,
hastanede kalış ve iyileşme sürelerinin kısa olmasından dolayı
laparoskopik cerrahi endometriozisin tedavisinde ilk seçenek
olmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu cerrahi
sırasında yumurtalık dokusunun korunmasıdır. Tekrarlayan cerrahi
girişimlerden kaçınılması ve laparoskopik cerrahi konusunda
deneyimli olmak bu nedenle önemlidir. Laparoskopik cerrahi tedavi
yaklaşımı endometriozisle ilişkili infertilitede gebeliği
sağlayamaz ise tüp bebek tedavisi kaçınılmaz olmaktadır. Genel
olarak, tüp bebek tedavisi diğer tedavi yöntemlerinin başarısız
olduğu, ileri evre hastalığı, uzun süreli kısırlık öyküsü olan
endometriozisli kadınlara önerilmektedir” ifadelerini kullandı.