Meteoroloji günlerdir kırmızı alarm veriyor...
Bir gün öncesinden de kar İstanbul'un çevre illerine, ilçelerine
sokulmuş...
Yani, göstere göstere geliyor gelmekte olan.
Gelin görün ki nafile...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi oralı bile olmadı.
Benim gibi, ikazları dinleyen vatandaşlar hazırlığını yaparken,
özel araçlarını kullanmazken, koskoca belediye teyakkuza
geçmeyibile beceremedi.
Farkındayız, çok kar yağdı...
Ne var ki İBB, Türkiye'nin hiçbir belediyesinin elinde olmayan
kaynaklara, araçlara ve personele sahip... Ekrem İmamoğlu kriz
planınıaçıklayıp riskli noktalara bu muazzam gücü yığabilirdi.
Esmese bile gürler, vatandaş da hiç olmazsa "Başkan elinden
geleni yaptı" derdi...
Bu kadarını da yapamadı. O gece, kendisine emanet edilen 16 milyon
İstanbulluyu perişan etti, hepimizi işyerlerinde, yollarda bir
başına, sahipsiz, mahsur bıraktı.
Yetmedi...
Sözcüsü Murat Ongun'la birlikte, şikâyet etmekte, söylenmekte
yerden göğe kadar haklı olan vatandaşları"trol" ilan etti.
Halen de işyerleri ve kurumlar kapalı olmasına karşın İstanbul
kaput!
Biri cevap versin...
Başkan, megakenti kapalıyken de yönetemeyecekse o koltukta hâlâ
nasıl oturuyor?
İstanbul, cumhurbaşkanı adaylarının staj dönemlerini geçireceği
"çocuk oyuncağı" bir kent mi?
Üzerine düşen sorumlulukları Ankara'nın devreye girip halletmesine
alışan, "liyakat liyakat" diye gezinen İmamoğlu ve yöneticileri
geçen koskoca üç yılda hiç mi deneyim kazanmadılar?
Peki ya, Kemal Kılıçdaroğlu...
İmamoğlu'nun 25 yıl sonra kazandıkları İstanbul'da itibarlarına
jilet atmasına, İstanbulluya "CHP'li belediye mi? Bir daha asla!"
dedirtmesine sessiz mi kalacak?
Haklısınız, kalabilir...