Tuna, yazısında şu ifadelere yer verdi:
Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla ABD'de esir (evet, esir) alınınca nasıl sevinmiş, havalara uçmuşlardı.
FETÖ'cüsünden Natotürkçüsüne CHP'lisinden İP'cisine kadar muhalefetin tavrı bundan ibaretti.
Fırıldak ve sinsi AKP'liler de erketede ellerini ovuşturarak beklemeye koyulmuşlardı.
Bazı muhalif yazarçizerler de "Başkan Erdoğan ABD'ye gidemez, giderse de tutuklanır" diyorlardı.
Beklentilerinin hülasası şuydu: Hakan Atilla "itiraf" (siz bunu "iftira" olarak okuyun) edecek, her şey çok güzel olacaktı.
Erdoğan ülkeyi terk etmedi
Natotürkçü bir Sözcü yazarı "Bizim yapamadığımızı Fethullah Hoca yaptı" diye sevinç naraları atmıştı.
O kadar tozuttular ki, Türkiye'nin uluslararası toplum nezdinde terörü destekleyen ülke olarak ilan edileceği ve Erdoğan'ın da Lahey'de yargılanacağı umuduyla FETÖ'nün MİT TIR'ları kumpasına gündüz gözüyle "siyasi ayak" oldular.
Zaten 17- 25 Aralık 2013'teki yargı susturuculu darbe girişiminden 12 gün önce CHP heyetinin Kılıçdaroğlu öncülüğünde ABD'de FETÖ'cülerle görüşmesinin ardından şöyle demişlerdi: "Yakında öyle şeyler açıklanacak ki Erdoğan ülkeyi terk edecek..."
Erdoğan ülkeyi terk etmedi; Gazi Paşa'nın kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni 15 Temmuz'da "ölümüne" kurtardı.
Sahtekârlara da Can'cık misali ülkeyi terk etmek kaldı.