Hürriyet yazarı Sedat Ergin, İdlib'deki son durumu değerlendirdiği bugünkü yazısında “Olayların akışı -Rusya ile müzakerelerde krizi durdurma yönünde bir mutabakata varılamadığı takdirde- İdlib sahasında bir tarafta TSK ve desteklediği silahlı muhalif gruplar, karşı tarafta Esad ordusu, İran yanlısı milisler ve Rusya hava kuvvetleri olmak çok aktörlü ve çatışmanın çok daha geniş bir alana yayılabileceği oldukça kırılgan bir potansiyel taşıyor.” görüşünü savundu.
Sedat Ergin, “Bu arada, Türkiye eşzamanlı olarak mevcut 12 gözlem noktasını takviye etmek ve ayrıca yeni ‘mevzi bölgeler’ tesis etmek üzere İdlib’e emsali ender görülen büyüklükte bir askeri sevkiyat da başlattı.” ifadesini kullandı.
İşte Sedat Ergin'in o yazısından bir bölüm:
(...)
TÜRKİYE’NİN İDLİB HAMLESİ
Gerilimin birden bu ölçüde yukarı çıkmasında rol oynayan temel faktörlerden biri Esad ordusunun Suriye’nin en büyük ekonomik merkezi olan Halep kentini başkent Şam’a bağlayan, ancak İdlib içinde silahlı muhalefetin denetiminde kalan M-5 otoyolunu geri almak amacıyla yaptığı hamleler oldu.
Rejimin özellikle geçen aralık ayından itibaren Rus ve Suriye savaş uçaklarının ağır bombardımanı desteğinde yürüttüğü bu kademeli harekât 400 bine yakın insanın kuzeye, Türkiye sınırına doğru yollara döküldüğü büyük bir göç dalgasını da tetikledi.
Rejim ordusu M-5 üzerinde kuzeye doğru çıkarken Serakib kasabasına yaklaşmasıyla birlikte durum kritik bir görüntü kazandı. Çünkü Serakib, M-5 otoyolunun, Halep’i Lazkiye’ye, yani Akdeniz’e bağlayan M-4 otoyolu ile kesiştiği son derece stratejik bir mevkide yer alıyor.
Göç dalgası bütün hızıyla sürerken Türkiye sahada kritik bir hamle yaptı. TSK, 31 Ocak tarihinden itibaren rejimin kuzeye doğru çıkışını frenlemek üzere Serakib’in kuzey, güney, doğu ve batıya açılan dört anayolu üzerinde dört ayrı ‘kontrol noktası’ kurdu. Zaten 7’si asker 1’i sivil olmak üzere 8 vatandaşımızın şehit olmasına yol açan Esad ordusunun 3 Şubat tarihindeki topçu saldırısı, bu kasabanın doğusundaki kontrol noktasını hedef aldı.
Bu arada, Türkiye eşzamanlı olarak mevcut 12 gözlem noktasını takviye etmek ve ayrıca yeni ‘mevzi bölgeler’ tesis etmek üzere İdlib’e emsali ender görülen büyüklükte bir askeri sevkıyat da başlattı.
(...)