Ahmet Kekeç, hem Sputnik'ten kovulan 3 gazeteci için hem de Ahmet Davutoğlu için ağır ithamlarda bulundu.
Bu isimlerin, Sputnik'ten gönderilme meselesini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yıkmaya çalıştıklarını belirten Ahmet Kekeç, Erdoğan'la hiç alakası olmadığını çünkü; İsmail Saymaz, Akif Beki ve Yavuz Oğhan'ın radyo programlarında sürekli Erdoğan'a çirkin benzetmelerde bulunduklarını ama kimsenin onlara karışmadığını iddia etti.
Davutoğlu'nun Başbakanlık döneminde bazı gazetecilere "uçak ve
seyahat
yasağı" koyduğunu hatırlatan Kekeç, SETA raporuna da değindi ve bu
olayın
raporu haklı çıkardığını yazdı.
Kekeç yazısında şu ifadelere yer verdi:
Bir Rus yayın mecrası olarak Sputnik’in amacı, Rusya devletini savunmaktır.
Bu üç arkadaşımız, durumun böyle olduğunu bilmiyor mu?
Bunu, krizi fırsata çevirmeye çalışan Sayın Davutoğlu bilmiyor
mu?
Kaldı ki, bu üç arkadaşımızın (aslında dört) Sputnik’le maceraları
yeni
başlamıyor.
Neredeyse bir yılı aşkın bir zamandır denk geldikçe radyodan
dinliyorum.
Sermişler postu Rus kanalına, Erdoğan’a (ve elbette yakın
çevresine, ailesine,
akrabalarına) veriştirip duruyorlar.
Öyle ağır ithamlar...
Öyle yakası açılmadık benzetmeler...
Öyle haksız eleştiriler...
Öyle çirkin yakıştırmalar ki...
İnsan dinlemeye hicap duyuyor...
Bir de ironi... Arkadaşlarımız aynı zamanda “ironik...” Erdoğan’ın
kimi
halleriyle dalga geçip duruyorlar... Arada kahkahalar filan...
İşin garip tarafına bakın ki, bunları yaptıkları için o üç
(aslında
dört) gazeteciye bir şey olmuyor... Erdoğan, Rus devlet
yetkililerini
arayıp, “Susturun şu adamları” demiyor. Hiçbir yandaş kuruluşun
aklına, “Şöyle bir yayın mecrası var... Oraya postu sermiş bazı
gazeteciler var...
Gece gündüz Erdoğan’a küfrediyorlar...” diye şekvada bulunmak
gelmiyor.