Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Bu konuda kurumsal bir görüşümüz yok ama ben af çıkmasına karşıyım" dedi.
Yargıtay faaliyetlerine ilişkin 2018 yılı değerlendirme ve 2019 yılı hedeflerinin paylaşıldığı toplantı, Ankara Kızılay’da bulunan Yargıtay Lokali’nde, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın da aralarında olduğu Ankara’da faaliyet gösteren medya kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
31 Aralık 2018 tarihi itibariyle Yargıtay Hukuk Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunda toplam 224 bin 11, ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulunda 282 bin 330, Cumhuriyet Başsavcılığında ise 435 bin 496 derdest (devam eden) dosya bulunduğu bilgisini veren Cirit, "Genel toplam itibariyle 2018 sonunda Yargıtay’daki derdest dosya sayısı 941 bin 957’dir" diye konuştu. Cirit, Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasının sonrasında Yargıtay üzerinde bulunan iş yükünün azaldığını ifade etti.
Cirit, Yargıtay 16. Dairesince 2019 yılında bin 32 FETÖ dosyasının karara bağlandığını, 4 bin 534 dosyanın ise derdest olduğunu söyledi. Cirit geçen yıl gelen FETÖ dosyasının 6 bin 700, karara bağlanan dosya sayısının ise 4 bin 900 olduğunu söyledi. İstinaf Mahkemelerinde belirli dava sonuçlarında hak kayıpları olabileceğine yönelik yöneltilen soru üzerine de Cirit, “Yargıtay olarak İstinafların faaliyete girmesini arzu ettik. En iyi hakimlerimizi İstinaflara verilmesine rıza gösterdik. Tüm dünyada Bölge Adliye Mahkemesi’nin olmadığı tek ülke Türkiye, Suriye’de dahi İstinaf mahkemeleri var. Bu bize ağır iş yükü teşkil ediyordu. İstinaflar faaliyete geçerken önerimiz şu oldu, özellikle sonuç cezanın 5 yıla kadar olması ve bazı hak mağduriyetlerine neden olacaktır, sonuç cezanın 2 yıl ya da 3 yıl olanlar İstinaf’ta kesinleşsin, 10 yıldan fazla olanlar ise Yargıtay’a gelsin şeklindeydi. Sonuç ceza 5 yıl oldu, burada hak mağduriyetlerini açmaması için 5 yıldan önce hapis cezalarına, kanun yoluyla bozma ile bizim Yargıtay gelsin dedik” şeklinde konuştu.
"Af çıkmasına karşıyım"
Hükümetin infaz sistemi değişikliği ve af konusuna dair sorulan soruya da Cirit, "Bu konuda kurumsal bir görüşümüz yok ama ben af çıkmasına karşıyım. Affın şöyle bir şeyi var, önceki dönemlerde yüzde 40 ceza geçiş süreciydi. Bizim 2005 tarihinde getirilen yeni ceza sisteminde, ceza kanundaki yaptırımlar ve cezaevindeki kalış süreleri de artırıldı. İnfaz sürelerine yüzde 40 yatması gereken süre idi son dönemde bu oran yüzde 66 oranında oldu. Eskiden 4 yıl yatılıyordu şimdi 6,5 yıl yatıyorsunuz. Cezaevlerindeki yetersizlik ise herkesçe malum” yanıtını verdi.
"4 partiye kapatma davası açıldı"
HDP’nin kapatılması konusuna ilişkin sorulan soruya ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Akarca, "Siyasi partilerin tüzük program ve tüzük denetimi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından denetlenmektedir. Bütün siyasal partiler hakkında yasal prosedürlere uygulanarak faaliyetlerini yerine getirip getirmedikleri denetlenmektedir. Herhangi bir partinin başvuruda bulunmasına gerek yoktur. TBMM’de grubu bulunan partilerin belli bir oranda karar alabilmesinde bu söz konusu olabilmektedir. Her seçim döneminde bu başvurularla karşı karşıya gelmekteyiz. Bizim amacımız mümkün olarak vesayetçi anlayıştan uzak, herkesin yasal çerçevede siyasal faaliyetlerini sürdürmesinden yanadır. Elbette Anayasamıza ve Siyasi Partiler Kanunu’na açıkça aykırı faaliyette bulunan siyasi partiler, dikkatli bir şekilde tarafımızdan izlenmekte. Bunlarla ilgili Anayasa Mahkemesine gerekli olduğu takdirde başvuru yapılabilmektedir. Şu ana kadar 4 siyasi parti hakkında kapatma davası açtık. Bunlar; Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi, Kürdistan Özgürlük Partisi, Kürdistan Sosyalist Partisi ve Kürdistan Komünist Partisi’dir. Biz bu siyasi partileri öncesinde isimlerini değiştirmek konusunda ve tüzüklerini Siyasi Partiler Kanununa uygun hale getirmeleri konusunda uyardık. Parti tüzüklerinin Anayasaya uygun haline getirilmeleri gerektiğini ifade ettik" yanıtını verdi.