Türkiye’de siyasi muhalefetin FETÖ-PKK çizgisine hapsolduğu, bu örgütler tarafından rehin alındığı, dizayn edildiği, 2023’e dönük çokuluslu ajanda çerçevesinde formatlandığı gerçeği artık itiraz edilemez bir gerçek haline geldi.
Siyasi parti merkezleri terör karargâhlarına, FETÖ üslerine döndü. Bu partiler, Türkiye ile savaşan yapıları himaye eder, onlarla açık ortaklıklar yürütür hale geldi. Siyasi liderler bu terör örgütleri ile dayanışmasını gizleme gereği bile duymuyor.
İÇERİDE İNTİKAM CEPHESİ. TERÖRLE TEHDİT ETTİLER…
Türkiye’nin her milli meselesinin karşısında durdular. Akdeniz’de ABD, Libya’da Fransa, Ege’de Yunan, Karabağ’da Ermeni, Suriye’de YPG, Irak’ta PKK oldular. Bunları büyük bir pervasızlıkla, yalanlarla, zihin oyunlarıyla yapıyorlar.
PKK-FETÖ ortaklıklarını bir siyaset tarzı olarak Türkiye’ye dayatıyorlar. Kendi ülkelerini ABD ile, Avrupa ile tehdit ediyorlar. Türkiye’yi terörle tehdit ediyorlar. İç tehditle toplumun bir kesimini şimdiden sindirmeye başladılar.
İçeride bir intikam cephesi kurdular. Öfke ve nefret dışında hiçbir şeyleri yok. Dışarıdakiler ne istiyorsa, dağdakiler ne istiyorsa, Pensilvanya’dakiler ne istiyorsa bunlar da onu söylüyor, onu istiyorlar.
O GECE YENİLENLER YENİ CEPHE KURDU..
Türkiye’nin siyasi muhalefeti 15 Temmuz’un intikamını almak üzere yeniden tanımlandı, şekillendirildi. 15 Temmuz’da yenilenler bu çatı ittifak üzerinden yeniden harekete geçti.
Peki, o gece kim yenilmişti? ABD yenildi, Avrupa yenildi, PKK ve FETÖ yenildi. Darbe üzerinden siyasi güç bekleyen, başbakanlık bekleyen, bakanlık bekleyen, zenginlik bekleyen herkes yenildi.