Sivil toplum örgütleri topyekûn kalkınmanın lokomotifi sayılır.Onlar ne kadar güçlüyse demokrasiniz, ekonominiz, yargınız, sanayiniz, sanatınız, kültürünüz, sporunuz, medyanız, siyasetiniz, güvenlik birimleriniz ve özellikle de eğitiminiz o denli güçlü olur.Onlar ne kadar özerkse, üyeleri ve bireyler de o denli özgür ve özerk olur.Onlar ne kadar güçlüyse sadakat değil, liyakat aranır. Onlar ne kadar güçlüyse eleştiri, tolerans, üretim, inovasyon, sürdürülebilirlik, katma değer, kalite ve milli, manevi değerler o denli kabul görülür.Peki, böyle kaç tane derneğimiz, vakfımız, sendikamız, partimiz ve diğer sivil örgütümüz var?Kâğıt üzerinde binlerce hatta on binlercesini listeleyebilirsiniz ama kaçı uluslararası standartlarda işte o tartışılır!..Farklı bir oluşum