Ankara’ya her gidişimde daha bir betonlaşmış görüyorum. Özellikle de devasa bakanlık binaları ve devlet daireleri, Ankara’yı adeta beton kente dönüştürmüş.Beton, eğer kalkınmanın ve gelişmişliğin bir kriteri olmuş olsaydı, Ankara, bırakın Avrupa’yı, dünyanın en önemli başkentlerinden biri olmuş diyebilirdik!Diğer kentler farklı mı ki diyenler mutlaka çıkacaktır ama başkent çok daha özel olmalıydı.Ankara’da iki önemli kongreye katıldım. İlkinde eğitimciler, ikincisinde ise tarihçiler vardı.Eğitimcilerle pandemi sonrası “Okula Dönüşü”, tarihçilerle ise Milli Mücadele’nin gerçekleştiği, varoluş destanın yazıldığı, Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır” dediği topraklarda yani Haymana’da Kurtuluş Savaşı’mızın 100. yılını konuştuk.100. yılda hâlâ bir 100. Yıl Marşımızın olmaması, 10. yılda yaşadığımız duyguların kaybolmasından mı yoksa farklı nedenlerden mi bilmiyoruz ama 100 yıl önce yaşananları çocuklarımıza her yönüyle çok daha iyi anlatmalıyız.EYUDER farkı